Sözde vatandaştan ‘soysuz’ Kürt’e

[Helin_21]

Bedbinliğimizin daimi olması için her türlü olumsuz gelişmenin yaşandığı Türkiye’de ırkçılığın sıradanlaşırcasına yaygınlık kazandığı son günlerde, memleketin seçkinlerinden de ırkçı vurguların aleni bir biçimde dile getirilmesinin kimseyi şaşırtmaması bir hayli ürkütmüyor mu sizi de?

En son DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün yeğeninin elim bir olay sonucu yaşamını yitirmesiyle ilgili, yaygın bir gazetenin web sitesine yapılan ırkçı yorumlar, toplumsal barış talep ve tabirinin ne kadar havada kaldığını gösteriyor adeta. Fakat pek göze çarpmayan, ne var ki insanı irkilten esas ırkçı yorum, bizzat Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapıldı. Nedense Sezer’in Kürtlere yönelik ırkçı yorumunu Kürt cenahı da pek fazla işlemedi ama Türkiye’nin reis-i cumhuru, bir zamanlar ırkçılıktan dolayı hapis yatan Nihal Atsız’ın bakış açısını aratmıyordu neredeyse!

PKK’nin Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca Köyü’nde gerçekleştirdiği ve bir binbaşının yaşamını yitirdiği eylem üzerine Türk’ün soy ağacıyla ilgili yeni bakış açısına, yani Kürtleri soy ağacının dışında tutan “yeni yaklaşıma” dayanırcasına açıklama yapan Sezer’in sözlerini hatırlayalım: “Bu hain saldırıyı nefretle kınıyor, gerçekleştiren soysuzların, arkasındaki güçler kim olursa olsun hak ettikleri karşılığı en güçlü ve sert biçimde alacaklarını bir kez daha vurgulamak istiyorum.”

ERMENİ DÖLÜ DE DEĞİL SOYSUZ!

PKK, 1980’lerin ortasından bu yana irili ufaklı binlerce eylem gerçekleştirdi. Binlerce asker, devlet yetkilisi vs, yaşamını yitirdi. Bu bağlamda muhtelif olayları kınamak üzere, önceki cumhurbaşkanları da tepki mesajları vermişlerdi. Ne var ki ilk defa “soysuz” yakıştırmasını, Ahmet Necdet Sezer vurguladı. Kürt gençlerinin her ne saikle olursa olsun dağa çıkıp oluşturduğu bir örgütün mensuplarına “soysuz” demek, masumane bir yakıştırma veya tepkinin ifadesi olarak değerlendirilemez artık.

Neden mi? 20 Mart 2005’te, iki Kürt çocuğunun Türk bayrağını yaktıkları yalanı üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nın web sitesinden sarf edilen “sözde vatandaş” tabiriyle birlikte, artık kimse masum değil de ondan. Eğer Türk ırkçılığının sokakları ele geçirmeye başladığı son üç yıl içindeki temel kırılmalardan biri, Genelkurmay’ın ırkçılığı meşrulaştıran “sözde vatandaş” tabiriyse, ikincisi de Ahmet Necdet Sezer’in PKK’lilere “soysuz” sıfatını yakıştırmasıdır.

Zira, cumhurbaşkanı Sezer, örgütün kendisine “soysuz” demiyor, örgütün mensuplarına, yani Kürt gençlerine “soysuz” diyor. Soy, malûmunuz üzre, ırkçı söylemin temel dayanak noktalarından biridir. Vakti zamanında Türkiye’de Kürtler kardeşken PKK’lilere “Ermeni dölü” yakıştırmasını yapanlar, artık “soysuz” veya “sözde vatandaş” tabirini rahatlıkla kullanabiliyor ki, bu da Kürtlerin artık devlet eliyle ötelendiğinin delilidir.

Ermeni dölü, Kürtlerin bir soyunun olduğuna işaret ediyordu hiç değilse! Şimdi ise tamamen tarihsizleştirilen bir Kürt “kimliği”nden söz ediyoruz. Soysuz olmak, Türk olmamaktır. Türk’ün soy ağacında, şeceresinde bulunmamaktır. Kardeşlik yıllarında Türk’ün soy ağacına zorla dâhil edilen Kürtler, artık bu “haktan” da mahrum bırakıldıklarına ve bunu bizzat muktedirler yaptığına göre, felaket sahnesinin perdeleri aralanmış demektir.

NERDE KÜRT, ORDA DÜRT!

ABD’nin Irak işgalinden sonra Kürtlerin hızla güç kazanması ve öküzün ölüp ortaklığın bitmesiyle birlikte, Türk’ün Kürt’le imtihanı yeni bir boyut kazandı. Bunlar hep yazılıp çizildiği için (Mesut Yeğen Müstakbel Türk’ten Sözde Vatandaşa, Tanıl Bora Medeniyet Kaybı başlıklı kitaplarında hadiseyi etraflıca tartışıyor) burada ayrıca söz etmeye gerek duymuyorum. Fakat hadisenin enteresan yanı, kullanılan sokak dilidir. Çünkü Sezer’in kullandığı “soysuz” sıfatı, esas olarak çeşitli ırkçı web sitesinde, örneğin Nihal Atsız adına hazırlanan nihalatsiz.com’daki forum sayfalarında, alt sınıf mensubu, yoksul ve ırkçı gençlerin kinlerini kusmak adına Kürtler için kullandığı bir sıfat. Türk ırkçılığı yapmanın yasak olmadığı Türkiye’de, daha evvel Kürtler kardeş olduğu için ötelenmezken, “sokakta” gelişen ırkçılık, son iki-üç yıl içinde giderek devletin üst kademelerinde yansımasını hiç öyle ince ve narin bir üslupla değil, gayet kaba-saba ırkçı tabirlerle buldu demek ki!

Türkiye’de, Türk ırkçılığının meşruiyeti elbette yeni değil ama cumhuriyetin kuruluş aşamasında, Mahmut Esat Bozkurt’lardan bu yana ilk defa devlet erkânı tarafından bu kadar aleni olarak dillendirilebiliyor.

Son zamanlarda bir hayli iktidarsızlık problemi yaşayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bağımsız milletvekili adayı Mahmut Alınak’tan aldığı Kürtçe mektubu çöpe atması ve bununla kalınmayıp Alınak’a dava açılması üzerine uzun uzadıya yorum yapıp kıymetli zamanınızı almaya niyetim ise yok.

Yahut daha evvel de ırkçılık sicili kabarık olan Elazığ Valisi Muammer Muşmal’ın, herhangi bir ülkede hapis gerektirirken Türkiye’de övgüye şayan bulunan lafları üzerine söyleyecek ne olabilir ki! PKK’lilerle karşılaştıkları zaman, onları kesmeyi salık veren Muşmal’ın lafına bakın: “Siz onları kesmezseniz onlar sizi keser. Buldun mu keseceksin!” Kürtler için ırkçı cenahın sıklıkla kullandığı laflardan biri şu: “Nerde Kürt, orda dürt!” Vali bey artık daha kestirme bir çözüm bulmuş anlaşılan; nerde Kürt, orda kes! Bütün günahı Elazığ valisine atmak da haksızlık olur gerçi. Kendisinin özde vatandaşları, sözdeleri kesmeye davet etmesinden on gün önce, Çankaya Belediyesi’ne bağlı zabıta ekipleri, Hakkâri’deki köyleri devlet tarafından boşaltılınca Ankara’ya kaçan Evliya Karaman isimli kâğıt toplayıcısını komalık etmişti bile. Beyin kanaması geçiren Evliya, yoksul bir üniversite öğrencisiydi ve CHP’li belediye, “onların” “buradan” çekip gitmesini istiyordu. O yüzden de buldukları yerde, yıllardır bu gençleri “dürtüyorlardı…”

Dikkat ederseniz, cumhurbaşkanının ırkçılığından başlayıp başbakana ve ardından da valiye kadar indik. Ee, muktediri böyle olanın asli vatandaşı ne yapar; hastane basıp yaralı gerillayı linç eder. Öyle ki, yaralı gerillayı “alamadıkları” için ağlayanlar, ne yapacaklarını şaşırmış halde sokaklara iner. Sıkıysa o zaman, sokak ortasında Kürtçe konuşsun “sözde vatandaş!”

ANF

[sinan]

güzel bir paylaşım olmuş,
hatta mümkünse bunu çoğaltıp butun insanlara dağıtalım herkes bilsin.
buna rağmen hala halkımız herşeyden habersiz gelişi güzeloy kullanuyorsa
artık ne diyelim bilmem ki...........

[dilaver]

ya imzan ne guzelmiş tebrikler

[beyazgül]

benim anlayamadığım olay şu neden her lafı kendinize çekiyorsunuz...tamam belki soysuz kelimesi iyi bir kelime değil ama şu varki batılı bir kişi küçük bir çocuğa tecavüz etse onada soysuz denir..bu soyunun olmamasından yada soyunu küçük gçrmekten kaynaklanan bir kelime değildir
yaptığı hareketler insanlık dışı olduğu için bir hiç olarak görülmesindendir

[Siyabend]

Sadece bir kişiye "soysuz" denilirse başkadır,
bütün bir toplumu hedef alarak böyle bir hakarete başvurmak başkadır.
CHP'nin son zamanlarda MHP'ye yakınlaşması ve varolan Kürt düşmanlığını
artırmasının ardından CHP'nin fedaisi görünümündeki Ahmet Necdet Sezer de
ırkçı söylemlerini geliştirmeye başlamıştır.
Muhtemelen bu ırkçı söylemler milliyetçi olduklarını söyleyen faşizan grupları mutlu edecektir ama Kürtler bu söylemlerin ne manaya geldiğini çok iyi biliyordur.

[JİLAN]

admin sana katılıyorumm çok doğru sölüyorsunn

[yigido]

chp mhp ve sezerin son çırpıışları milliyetçi oluklarını göstermeye çalışıyorlar

ama değiller

[Siyabend]

Milliyetçi olup olmamaları önemli değil,
yaptıklarıyla nefret toplamaya devam ediyorlar..

[ZAGROS]

Türkiyede kürtlere karşı daima engelenmeler var malesef.
Bunun en açık örneği .Kürt'lerin haklarını savunmak için meclise girmeye çalışan
ve her türlü engelen'melere maruz kalan DTP Partisi'dir.
30 milyon'dan fazla kürt halkına bir partiyi çok görüyor'lar malesef

[beyazgül]

sevgili zagros DTP yi niye engellemeye çalışıyorlar bunu küçücük çocuğa bile sorsan cevabını verir..PKK ya destek yapan bir partiyi ayakta tutmaya çalışmazlar ama sizler farklı açıdan bakıyorsunuz o ayrı..