Çalınan Gözyaşları

Hayatımıza örnek alacağımız hikayeler
Cevapla
JİLAN
Albay
Albay
Mesajlar:5928
Kayıt:26 Şub 2007 19:54
Ruh Hali:Kızgın
Takım:Fenerbahçe
Çalınan Gözyaşları

Mesaj gönderen JİLAN » 02 Eki 2007 13:42

İçerden yine onu çağırıyordu babası. Çekinerek oturma odasına doğru ilerlerken içini o aynı korku bürümüştü. Yine dövecekti onu babası, ama o kötü bir şey yapmamıştı. Bütün gün odasında babasından saklanıyordu.

Kafasını oturma odasının kapısından içeri uzatıp, önce bir etrafı gözetledi. Babası koltuğa kurulmuş, elinde o Allah’ın belası tas vardı."Gelsene ulan buraya!" diye haykırdı babası onu kapıda görünce. Biliyordu, babası onu yine dövecek ve onu ağlatmaya çalışacaktı. Bir türlü anlamıyordu babasının gözyaşları ile ne yapacağını. Yanına gelmediğini gören babası biran yeninde fırlayıp, kulağından kapıp onu koltuğun oraya doğru sürüklemeye başladı.

"Eşşek sıpası, ben gel dediğimde geleceksin!"

Çocuğun gözleri dolu dolu olmuştu.

"Hergele, bir boka yaramıyorsun, bu evde ancak yük oluyorsun" diye bağırmaya başladı babası ve ardından suratının ortasına bir şamar indiriverdi. Çocuk artık gözyaşlarını tutamadı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. Babası hemen tası kapıp çenesinin altına tutmaya başladı.

"Tasın içine ağla ulan, boşa gitmesin gözyaşların" diye seslendi. Baktı çocuğun ağlaması kesildi, bir iki tekme ve birde kafasına bir yumruk geçirdi.

"Ağlasana len!" Çocuğun gözlerinden gözyaşları hemen boşalmaya başladı. Yanaklarından aşağıya akan gözyaşları tası doldurmaya başlamıştı.

"Tamam tamam, bu kadarı yeter. Hadi şimdi çek git de beni yalnız bırak."

Çocuk odasına koşarak kaçtı ve kendisini yatağın üstüne fırlatıp ağlamaya devam etti.

"Bak hanım! İnşallah senin arkadaş haklıdır. Birisinin gözyaşlarını içersen zengin olacaksın dedi, ama bir aydır hergün bu hergelenin gözyaşlarını içiyorum, elime para filan geçmedi," diye sızlandı adam, elindeki tası bir güzel içtikten sonra.

"Aaahh! Olur mu Bey? Kadın iki vakte kadar demişti, daha bol bol içmen gerek. Zaten bizim çocuğun bir işe yaradığı yok, bari zırlaması işe yarasın."

Bir ay daha hergün dövülerek ve ağlayarak geçirdi günlerini bizim çocuk, ama ne para geliyordu eve ne de huzur. Hergün babası onu dövüyor, söyleniyor sonra da toplamış olduğu gözyaşlarını içiyordu. Artık yavaş yavaş alışmaya ve aldırmamaya bu günlük olaydan. Gün geçtikçe daha az ağlıyordu ve odasına dönünce kendisini yatağa atacağına yarıda kalmış oyunlarına dönüyordu. "Ulan hergele! Gel bakalım buraya" diye yine çağırdı onu babası. Bu sefer içinde ne bir korku ne de bir düşünce vardı. Sallanarak gitti babasının yanına ve boş gözlerle gözlerinin içine bakarak durdu. Babası başladı bir sürü laf söylemeye. Çocuk hiç kıpırdamadan, ağlamadan durdu babasının karşısında. Ağlamadığını gören babası başladı tekme tokat girmeye çocuğa, ama nafile, çocuk ağlamıyordu. Daha da sinirlenen babası başladı onu bir güzel dövmeye, yüzünden kanlar akıyor ama bir damla gözyaşı yoktu. Artık ağlamasından ümidi kesen babası bütün sinirini onu döverek almaya koyuldu. Her zaman oturup onları seyreden annesi bile kalkıp ona vuruyordu.

"Ulan piç! Senin yüzünden zengin olamayacağız. Ağlasana be ağla!" diye haykırıyordu. En sonunda çocuk yediği dayaktan hareketsiz bir şekilde,her yanı kan içinde yere yığılıp kaldı. Kendisine geldiği zaman halasının evinde buldu kendisini. Halası gözleri yaşlı bir şekilde yaşlı bir şekilde ona bakıyor ve yaralarını tedavi etmeye çalışıyordu. Çocuk kıpırdayacak bir halde değildi ama hiç umursamıyordu.

Babası onun eve gelmesini istemiyordu artık. O da halasında kalmaktan çok memnundu. Günleri çok rahat geçiyor ve keyfi yerindeydi. Bir gün, halası eve geldiğinde onu çok telaşlı gördü. Sanki kötü bir şeyler olacakmış gibi gelmişti ona. Az sonra telefon çaldı, ama o konuşulanları duyamıyordu.

Bir baktı ki halası telefonu kapatınca ağlamaya başladı. Birden içini müthiş bir korku sardı, hemen koşup ön kapıyı iyice kilitledi. Bunu gören halası gözlerinde yaşlarla yanına koştu,

"Ne oldu yavrum? Neden kapıyı kilitledin?" diye korkuyla sordu.

"Ağlama Halacığım, yoksa babam gelir senin de gözyaşlarını çalar."



Anonim
En son JİLAN tarafından 02 Eki 2007 16:31 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.


ZAGROS
Moderator
Moderator
Mesajlar:9466
Kayıt:28 Şub 2007 22:02
Ruh Hali:Huzurlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Koç
Takım:Fenerbahçe

Re: Çalınan Gözyaşları

Mesaj gönderen ZAGROS » 02 Eki 2007 15:02

keşke yazıları büyük yapsaydın
:cry hepsini okudum
ve hayatım boyunca böyle duygusal bir hikaye okumadım gerçekten .



emeğine sağlık
JİLAN
Albay
Albay
Mesajlar:5928
Kayıt:26 Şub 2007 19:54
Ruh Hali:Kızgın
Takım:Fenerbahçe

Re: Çalınan Gözyaşları

Mesaj gönderen JİLAN » 02 Eki 2007 16:32

önemli değil arkadaşım yazıyı büyüttüm
SEYDUNA
Yarbay
Yarbay
Mesajlar:2624
Kayıt:10 Şub 2007 23:46
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Koç
Takım:Fenerbahçe

Re: Çalınan Gözyaşları

Mesaj gönderen SEYDUNA » 03 Eki 2007 10:23

sabah sabah böylesine hoş hikayeler okumak insanın içini açıyor
Cevapla

“Hikayeler” sayfasına dön