Tayyibin filistine yanıtı.bakkal dükkanı işletmiyoz.

Gündemdeki olaylar,tartışmalar
Cevapla
reis
Albay
Albay
Mesajlar:7106
Kayıt:16 Eki 2006 11:37
Ruh Hali:Yorgun
Cinsiyet:Erkek
Burç:Balık
Takım:Fenerbahçe
Tayyibin filistine yanıtı.bakkal dükkanı işletmiyoz.

Mesaj gönderen reis » 25 Oca 2009 22:38

İnsanlık Onuru 'Bakkal Dükkanı'nda

"Bakkal dükkânı işletmiyoruz, devlet yönetiyoruz"


Yukarıdaki alıntı; "İsrail ile olan ikili antlaşmaları iptal edecek misiniz?" sorusuna, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan sıfatıyla verdiği yanıttır.

Yani Başbakan, bu yanıtıyla "Türkiye'nin menfaatleri"ni düşündüğünü söylemektedir. "Türkiye'nin menfaatlerinin bedeli nedir?" sorusunu tartışmadan önce, Filistin'deki katliamın 'bilançosu'nu hatırlayalım. Öncesi bir yana, bu yazı yazıldığı sırada bilinen ölü sayısı 1000'e yaklaştı. Bilinen diyoruz; çünkü İsrail, tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka, Gazze ile dünyanın bütün bağlantılarını kesmiş durumda, ilaç, gıda gibi tüm yardımların girişini engelliyor. Dünyanın 5. büyük ordusu olarak bilinen Siyonist İsrail, kadın çocuk demeden, asker-sivil demeden, kana buluyor, öldürüyor.

Türkiye'nin İsrail ile olan antlaşmalarının bedeli ne? 500 milyon dolar mı, 1 milyar dolar mı; yoksa 200 Filistinli cansız bebek mi, binlerce gözü yaşlı anne mi?

Onurunu, insanlığını henüz kaybetmemiş milyonlarca insan, Filistin için sokakları, meydanları doldururken, Filistinliler için yardım toplarken, bu ülkenin Başbakanı, o şövalyece nutuklarının arkasında, utanmazcasına "Bakkal dükkânı işletmiyoruz, devlet yönetiyoruz" diyebiliyor.

Bu hikâye tanıdık bir hikâye!
Tayyip Erdoğan, kuşkusuz kulvarının en hızlılarından, Millî Görüş gömleğinden tam anlamıyla sıyrılıp Amerikanın, sermayenin gömleğini artık çıkarmamak üzere giydiğini her fırsatta ispatlıyor. Hadi Erdoğan böyle, ya diğerleri?

Mesela Necmettin Erbakan, şu yüz binlerin katıldığı Filistin mitingini düzenleyen partinin onursal başkanı, o farklı mı? Türkiye-İsrail arasında Askeri Eğitim ve İşbirliği Anlaşmasını

28 Ağustos 1996 tarihinde o da Erdoğan gibi T.C Başbakanı sıfatıyla imzaladı.

Deniz Baykal, Devlet Bahçeli, Bülent Ecevit, Erdal İnönü… Adnan Menderes, İsmet İnönü… Hepsi de Türkiye ile İsrail arasındaki askeri, ekonomik antlaşmalara imzalarını attılar. Bu kirli işbirliğinde hepsinin payı büyük. Türkiye, İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke. Türkiye İsrail'in savaş uçaklarına, ölüm makinelerine, eğitim yaptıran ülke…

Tekrar soralım: Hangi çıkarları elde etti, bu ülkenin egemenleri, 1 milyar dolar + binlerce ölü mü? Binlerce ölü kısmı şüphesiz doğru; diğeri de tartışmalıdır…

Filistin için tek yumruk; ama…
Türkiye halkları, Türkiye gençliği, tıpkı dünyanın tüm halkları gibi Filistin için tek yumruk olmuştur, Türkü'yle, Kürdü'yle, Arap'ıyla her milliyetten Türkiye hakları Filistin halkının acılarını paylaşmaktadır, onların acıları yüreklerinde hissetmektedir ve tepkilerini ifade etmektedirler. Ama…

Evet, yaşamın acımasız kuralları vardır. Ve bu kurallar, ne yazık ki, "ama" dememize neden olmaktadır.

Aması şudur: Öncelikle, artık herkes Filistin için bir şeyler yapmaktadır, kimisi samimi duygularıyla, kimisi zevahiri kurtarmak için… AKP Hükümeti yardım toplamaktadır, kimi çevreler, kendi ırkçı görüşlerine dolgu malzemesi yaparak Mehmetçik Gazze'ye sloganları atarken, kimisi tam da ABD'nin Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nde avlanarak işi yalnızca Yahudi düşmanlığına dönüştürmektedir.

Peki, Filistin için gerçekten ne yapmalıyız?
İsrail'in her saldırısında, gözyaşları döküp sokaklara akmak mı olacaktır tutumumuz ve ekranların karşısında bu insanlık dramına bakakalmak… Yakamıza Filistin kartları mı takmak olacaktır ya da İsrail konsolosluğu önünde nöbet tutmak mı?

Yapılanların hepsi önemlidir, insanlığın o her zaman ayakta kalacak onurunu ayakta tutacaktır, insanlık emperyalizm karşısında; Siyonizm karşısında her zaman mücadele edecektir. Ancak en doğru tutum, en belirleyici tutum ne olmalıdır?

Öncelikle, bu ülkeyi yönetenlere onların hükümetine karşı; okullarımızdan, iş yerlerimizden, mahallelerimizden sesler yükselmelidir. Bu sesler önce insan olmamızdan kaynaklı yükselmelidir, bu sesler önce insanlık onurunu kaybetmediğimizden yükselmelidir.

İkili antlaşmalar iptal edilmelidir. Türkiye, Ortadoğu'da, ABD'nin güdümünde, İsrail'in güdümünde, onursuz bir savaş piyonu olmak yerine, Ortadoğu'daki tüm halkların, barış ve kardeşliği için mücadele eden "Bağımsız ve Demokratik" bir ülke olmalıdır. Bunun için, bu ülkenin işçileri ve emekçileri ve elbette ki gençleri olarak bizler, Filistinli bebeklerin, kadınların, yaşlıların üzerine bomba yağdıranlarla, bizi işsiz, eğitimsiz ve geleceksiz bırakanların aynı filminin aktörleri olduğunu bir an için bile unutmamak zorundayız. İşte bu nedenle, bir yandan Ortadoğu'nun mazlum hakları için mücadele ederken, bu ülkenin barış ve kardeşliği için de mücadele etmek zorundayız. "İsrail, kadın ve çocukları öldürüyor" diyen Başbakan'a, "zamanında kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılacaktır" sözlerini hatırlatmalıyız. Filistin'in, Lübnan'ın, Irak'ın; emperyalist-siyonist işgal atındaki bütün ezilen halkların yanında daha da fazla olmak için kendi işimize, eğitimimize, geleceğimize daha fazla sahip çıkmak zorundayız.

Sağ, sol; Türk-Kürt; Alevi Suni, inanan-inanmayan demeden; savaşların olmadığı bir dünya için, daha mutlu ve güveli bir gelecek için birleşmeli, mücadele etmeli ve örgütlenmeliyiz


düş sokağı sakini
Binbaşı
Binbaşı
Mesajlar:1014
Kayıt:06 Oca 2007 17:56
Burç:Oğlak
Takım:Beşiktaş

Re: Tayyibin filistine yanıtı.bakkal dükkanı işletmiyoz.

Mesaj gönderen düş sokağı sakini » 25 Oca 2009 22:43

tayyip e katılıyorum...
ne düşünülür bilmiyorum ama bende onun gibi düşünüyorum..
Cevapla

“Gündem & Haberler” sayfasına dön