Hiç düşündünüz mü orjinal kişiliklerinizden kaç kopya çıkarılabileceğini? Kaç farklı hayatı bir arada yaşadığınızın farkında mısınız? İstemeden yaptıklarınız, isteyip yapamadıklarınız, gündüz yapıp gece pişman olduklarınızla nasıl çaresizce başka başka dünyalara doğru kanat çırpmaya çabaladığınızı fark ediyor musunuz?
Bir dost nikahının ortasında birden bastıran hüznün, bir büyüğün cenazesinde karşılaştığınız eski bir dostla çıkagelen coşkunun, sizi nasil kopya kopya çoğalttığını ve tek bir sizden ne çok sizler yaratttığını biliyor musunuz? Sınırlı bir hayatı çabucak tüketmek icin dörtnala koşturup dururken, bir an olsun durup, geride kac farklı ayak izi bıraktığınıza dikkat ediyor musunuz? Sahi kac kopyayız biz?Aynı beden içinde kac farklı ruh halini aynı anda yaşayıp, kaç farkli kişiliğe bürünebiliyoruz?Bu kişiliklerin hangisi biziz, hangisi fotokopimiz? Hüzünlü bir dağ basında sadece ırmak şırıltısı ve kuş sesleriyle sakin bir hayatı düşleyen bıkkınlar misiniz, yoksa deniz kenarında bile televizyonlarını ve cep telefonlarını elinden bırakamayan gönüllü kent mahkumları mı? Ya aynı anda ikisine birden özenmenizi nasil aciklayacaksiniz?..
Hangi kopyanız 'Kaçıp gidelim uzaklara' diyor, siz sıkı sıkıya bu topraklara bağlı dururken?..
Kinler, sevgiler, öfkeler, kahkahalar ve gözyaşlarıyla örtülmüş, çok kopyalı bir hayatı nasıl kendinize bile söylemeye cesaret edemediğiniz bir tür iki (üç-dört..?) yüzlülükle yaşayıp gittiğinizi fark ediyor musunuz? Resmi bir toplantının ortasında, aklınızdan masanın üzerindeki kalın raporun sayfalarından oyuncak uçaklar yapıp, tek tek aşağı atmak geçerken hala büyük bir ciddiyetle köskös oturuyor olmanızı gülümseyerek mi hatırlıyorsunuz, üzülerek mi?..
Aklınızdan geçeni yapamamanın, ruhunuz kopya kopya çoğalırken asıl hayatı tek kopya olarak tüketiyor olmanın bedelini biliyor musunuz?
Kopyalarınızı orjinal kimliğinizle konuşturuyor musunuz hiç?..
İçinizdeki canavar, ruhunuzdaki melekle hesaplaşıyor mu?
Siz kopya sandıklarınızın bir bileşkesi misiniz? Yoksa kopyalarınız da aslınıza mı benziyor?
Bilmeden her kopyada aslınızı yeniden mi üretiyorsunuz?
Göçüp giderken ardınızda kaç asıl, kaç suret bırakacaksınız?
Kaçının hatırlanmasını isteyecek, kaçından utanacaksınız?
Sahi, kaç kopyasınız siz?..
Hangisi sizsiniz, hangisi fotokopiniz?..
CAN DUNDAR
KAÇ KOPYAYIZ?????
bence değil belkide öz kişilik diye bir şey yok..İnsanlar hayat şartlarına,çevrelerine göre zaman zaman farklı kişiliklere bürünebiliyorlar.buda psikolojiden kaynaklanıyor bence..içimizde öz kişilik diye bir kavram yok diye düşünüyorum..herkes değişebilir herkes kafasında oluşturduğu tabuları yıkabilir..buda evrelerden kaynaklanıyor..insanlar bazen çok duygusal olabiliyor bazende çok katı,bazen pişmanlık duyabiliyor yaptıklarında bazı zamanlarda ise neden pişmanlık duyuyorum ki diyor..bunların hepsi yaşam koşullarından ve çevresel faktörlerden kaynaklanıyor..hii bu dediklerimde kişilk bozukluklarının göstergesi değildir..belkide insanın gerçek kişiliği değişimili olmasıdır 
