Milletvekilliği kurtarmaz, cumhurbaşkanı yapın!

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
.:LaHuTi:.
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:1226
Kayıt:11 Haz 2008 15:08
Ruh Hali:Yorgun
Cinsiyet:Kadın
Burç:Başak
Takım:Fenerbahçe
Milletvekilliği kurtarmaz, cumhurbaşkanı yapın!

Mesaj gönderen .:LaHuTi:. » 26 Nis 2011 18:59

CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MehmetHaberal’ı milletvekili adayı yapmalarını açıklarken, “Bunlar hayâli ihracatçı değil, bunlar ihaleye fesat karıştıran değil.. Bunları Cumhuriyet Halk Partisi’nde görmek, bizi son derece memnun etmiştir” diyordu!..
Kemal Bey’in açıklamasını ilk okuduğumda, “Kemal Bey niye durduk yerde hayâli ihracattan bahsediyor ki? İhaleye fesatla ilgili ne bağlantı vardı ki, Kemal Bey bu iki suçu telaffuz ediyor? Acaba bu iki suçu ifade etmesinin arka planında ne var?” diye merak etmiştim.
Geçen süre içinde, olaylar netleşiyor.
Hem netleşiyor, hem de Kemal Bey’in düştüğü tuzak, ayrıntıları ile ortaya çıkıyor.
Kemal Bey, niye bu iki suçu telaffuz etti acaba?
Çünkü MehmetHaberal’ın milletvekili adayı gösterilmesinin arka planında, bugünlerde sıkça söylendiği üzere, eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel var.
Eeee, Demirel’in adı anıldığında da, ilk akla gelen, hayâli ihracat suçu tabiî..
Hani yeğen var ya..
Yeğenin, 1980 şartlarında kimsenin akla getiremediği o meşhur hayâli ihracat dosyaları var ya..
İşte o hikâye..
Anlaşılan Demirel, MehmetHaberal’ın milletvekili adayı yapılmasını istediğinde, Kılıçdaroğlu’nun aklına hemen “hayâli ihracat” gelmiş ve “Hayâli ihracat dosyası yoktur, değil mi?” diye sormuş olmalı!
Sormuş ve “Hayâli ihracatçı değil” teminatı almış olmalı ki, “Haberal’ı niye aday yaptınız?” sorusuna, hiç ilgisi yokken, “Bunlar hayâli ihracatçı değil” diye cevaplamış.
Evet, şimdilik Haberal ile ilgili hayâli ihracat suçlaması yok ama.. Kemal Bey’in telaffuz ettiği ikinci suçla ilgili soruşturması var..
Yani Haberal, ihale yolsuzluğu ile suçlanan bir kişi..
Nasıl mı?
Anlatalım..
BDDK iki ay önce bir rapor hazırladı.. Bu raporda, Avrupa’dan gelen birçok kredinin, usûlsüz ihalelerle, grup şirketlerine aktarıldığı belirtildi.
Olay, Başkent Üniversitesi ve grup şirketlerinde yaşanıyor.
Hani olur da, bu kadar olmaz.
Kemal Bey, tam da ”İhaleye fesat karıştırma suçu sanığı değil” diyor.
Haberal, tam da bu suçun sanığı çıkıyor!
Dahası da var..
MehmetHaberal’ı hep başarılı bir bilim adamı olarak tanıtırlar ama.. Haberal aslında, “başarılı bir borç ödememe” uzmanı da..
Bir içtihat ararken, tesadüfen ilginç bir karar görmüştüm. Sonrasında araştırınca, MehmetHaberal’ın rektörü olduğu Başkent Üniversitesi’nin borçlu olduğu bir dosya olduğu ortaya çıkmıştı.
Olay şu..
Yüklü miktarda borcunu ödemeyen Haberal’a bağlı şirket/üniversiteye karşı, alacaklı taraf haciz uygulamasına geçiyor.
Ama, Haberal’ın savunması hazır..
“Üniversite malları, kamu malıdır.Haczedilemez.”
“Devlet üniversitelerini anladık da.. Vakıf üniversitelerinin kamu malı olması da nereden çıktı?” diye, şaşıp kalıyor alacaklılar..
Onların şaşkınlığı, mahkemenin Haberal lehine kararı ile, hepten artıyor.
Gel babam, git babam.
3 senede ancak alıyorlar, “Vakıf üniversitelerine ait mallar, devlet malı sayılmaz. Haczedilebilir” kararını..
Tabiî bu arada, para da pul oluyor ama..
O kadarcık da olsun.
İki sene, hapis yerine hastanede yatan. Bu sebeple üç profesörü de cezaevine gönderen Haberal, vakıf üniversitesinin mallarını, devlet malı gibi göstermiş, çok mu?
Bu kadar akıllı, bu kadar başarılı bir profesörün, milletvekili olması yetmez aslında.
Benim önerim, ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, CHP, MehmetHaberal’ı aday göstersin.
Üstelik; milletvekili olmak, Haberal’ı cezaevinden kurtarmayacak. Hukukçuların son görüşü bu yönde..
Ancak, Haberal cumhurbaşkanı olursa, işte o zaman dokunulmazlığı kazanabilir.
2000 yılında kısık sesle de olsa, seslendirilmişti bu konu..
Ama hayata geçirilememiş, Necdet Sezer oturmuştu Çankaya Köşkü’ne..
Şimdi CHP, tekrar bu konuyu gündemine alsın. Haberal’ı Cumhurbaşkanı adayı yapsın..
Yoksa; Haberal’a tahliye, ufukta pek gözükmüyor!
Siz de aynı fikirdesiniz, değil mi Kemal Bey?

Ali Karahasanoğlu 15-04-11


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön