Rasulullah'ın Kokusu,konuşması,gülmesi,uykusu,mührü,oturuşu.

Dinimiz hakkında hertürlü bilgi
Cevapla
.:LaHuTi:.
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:1226
Kayıt:11 Haz 2008 15:08
Ruh Hali:Yorgun
Cinsiyet:Kadın
Burç:Başak
Takım:Fenerbahçe
Rasulullah'ın Kokusu,konuşması,gülmesi,uykusu,mührü,oturuşu.

Mesaj gönderen .:LaHuTi:. » 26 Nis 2011 20:03

Rasulullah'ın Kokusu,konuşması,gülmesi,uykusu,mührü,oturuşu

Hz. Peygamber ( s.a.s.) rengi görünmeyen ve başkalarını rahatsız edecek derecede ağır olmayan güzel kokular ikramedilince severek kullanır, reyhan çiçeği gibi güzel kokulu çiçekler ikram edilince de geri çevirmezdi. Koku kullanması konusunda sahabenin rivayetleri vardır. Yine ashab-ı kiramın naklettiğine göre Hz. Peygamber ( s.a.s.)’in mübarek bedeni ve teri Yunus Emre’nin “ Gül Muhammed teridir” mısralarında kastettiği manaya uygun bir şekilde güzel bir koku gibi kokuyordu.

Hz. Aişe’nin bildirdiğine göre Hz Peygamber ( s.a.s.) yavaş yavaş konuşur, her sözün arasını ayırt ederdi, hatta dinleyen onu ezberleyebilirdi. Çok çok iyi anlaşılması gereken sözleri üçer defa tekrarlardı. Böylece dinleyen arasında konuyu anlamayan kalmazdı.

Peygamberimiz ( s.a.s) konuşurken muhatabının akıl ve anlayış seviyesini gözetirdi. Hz. Aişe diyor ki: “ Rasulüllah ( s.a.s) sözü, sizin birbirinize zincirlediğiniz gibi oyalayarak söylemek itiyadında değildir. O, sözü, ayıra ayıra söylerdi, dinleyenlerin gönüllerine sinerdi.”

Cabir b. Semure ( r.a.)’dan rivayete göre Hz. Peygamber ( s.a.s.) rahatsız edici ölçüye varan bir aşırılıkta gülmezdi. Onun gülmesi tebessümdü. Hind b. Hale’nin verdiği bilgiye göre, Peygamberimiz ( s.a.s.) her tebbesüm edişinde dişleri inci tanesi gibi görünürdü. Abdullahb. Haris hazretleri de peygamberimizin ( s.a.s.) sevimliliğini ve güler yüzlülüğünü şöyle anlatır: “ Rasulullah’tan daha çok tebessüm eden kimse görmedim.”

Peygamberimiz ( s.a.s.) sağ tarafına sağ yanı üzere yatarak uyurdu ve şu duayı yapardı: “ Ya Rabbi! Beni, kullarını tekrar dirilteceğin günde azabından koru!”

Yatarken şu dualardan birini yaptigi da söylenir: “ Allah’ım! Senin adınla uyur, senin adınla uyanırım.” “ Allah’a hamd olsun. Bize yedirdi, içirdi, ihtiyaçlarımızı giderdi, evlerimize sığındırdı. Nice yaratıklar vardır ki, istedikleri ölçüde yiyecek içecekleri ve akşam olunca barıncakları meskenleri yoktur.”

Uykudan uyandığında ise şöyle dua ederdi: “ Allah’a hamdolsun ki, bizi uyuttuktan sonra uyandırdı, dönüş O’nadır.”

Hz. Peygamber ( s.a.s.) komşu devlet hükümdarlarina göndermiş oldugu mektuplarin altini mühürlemek gayesiyle üzerinde üç satirda “ Muhammed rasulüllah” yazılı bir mühür kullanmaktaydı. Yazı akik taşı üzerine işlenmiş olup mührün maddedi gümüştendi. Yüzük şeklinde olup Peygamberimiz ( s.a.s.) onu parmağına takıyordu. Yazdırdığı resmi evrakı mühürlemek için parmağından çıkarır, mühürledikten sonra tekrar takardı.

Sahabe-i Kiram’ın anlattığına göre Hz. Peygamber ( s.a.s.) vakar ve teenni üzere sanki iniş aşağı vuruyormuş gibi dikkatle yürürdü. Ayaklarını yere sürtmez, sürüyerek gürültü çıkarmazdı. Gereksiz yere güçlük verecek tarzda sür’atli yürümekten de kaçınırdı

Diz üstü oturur, bağdaş kurar, bazen da uyluklarını karnına çekip ellerini dizlerinin üstünde bağlardı. Sırtüstü istirahat ederken edep mahallinin açılmamasına özen gösterirdi. Otururken - yemek yeme durumu hariç- sağ veya sol tarafına yastık koyup dayanırdı. Yemekte bundan kaçınmasının sebebi bur tür oturuşun gurur ve kibir işareti sayılmasıydı. Peygamberimiz ( s.a.s.) gururlu değil, aksine mütevazı idi.


Cevapla

“İslam ve İnsan” sayfasına dön