‘Dünyanın En Güzel Şiiristanı Annemin Dili’

Okunmaya değer kitapları tanıtın
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
‘Dünyanın En Güzel Şiiristanı Annemin Dili’

Mesaj gönderen Siyabend » 14 Mar 2009 15:47

Gazeteci- şair Murat Aktaş’ın ‘dünyanın en güzel şiiristanı’ üst başlığını taşıyan “simli karanfiller” adlı şiir kitabı Belge Yayınları’nın poetika dizisinden yayınlandı.

Şiirlerinde hiçbir noktalama işareti ve büyük harf kullanmayan Aktaş’ın ilk şiir kitabında kendine özgü bir dil ve üslup yakalaması dikkat çekiyor.

Güçlü imgeler ve metaforların melodik bir örgüyle buluştuğu şiirlerin aynı zamanda tarihsel ve mitolojik bir alt örgüsü de var. Doğu mitolojisi ve Mezopotamya’dan beslendiği gözlenen Aktaş’ın şiirinde Sümerlerden, Yunanlılara, Mısırlılardan Ermenilere, Alevilerden Êzidilere kadar birçok farklı kültür ve uygarlığın izlerini bulmak mümkün. Şairin dilindeki etkileyici anlatım okuyucunun ezberini düşünce ve okuma sistematiğini bozarken, aynı zamanda farklı ironisi ile de şaşırtıyor.

Aktaş’ın şiirinde içerik, dil ve gramer alanındaki ilginç deneyimlerinin yanı sıra, şiirlerin örgüsü de zengin bir poetikaya sahip. “Her şiirin en az iki yazarı vardır. Biri yazan biri de okuyan” görüşünü benimseyen şairin şiirlerinde anlatımın yanı sıra çağrışımlar da önemli bir yer tutuyor. Ajansımızın da Paris muhabiri olan Murat Aktaş’ın şiirleri okuduğunda adeta bir esin perisinin size okuduğunuzla paralel, içinizden gelen bir şiiri fısıldadığını duyumsarsınız.

Türkiye’de Kamu Yönetimi öğrenimi gördükten sonra Fransa’da dil ve söylem konusunda yüksek lisans yapan ve halen bu konuda doktora tezini hazırlamakta olan Aktaş, dil konusundaki derin akademik bilgisi de hemen göze çarpıyor şiirlerinde. Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Fransızca okuyup yazan şairin Türkçe’nin sınırlarını zorlayan ve kendine has bir dil ve anlatım yakalayan üslubu, okuyucu tarafından hemen fark edilmese de şiirler tekrar tekrar okunduğunda fark ediliyor.

NOKTASIZ VİRGÜLSÜZ YAŞAMLAR

Şiirlerinde yer yer “kökler” ve “ekler” aracılığıyla dil oyunlarına başvuran şair, bir yandan dilin yapısı konusunda okuyucuyu düşündürüp yeni ufuklar açarken, aynı zamanda felsefi bir sorgulamanın içine de çekiyor. Her sözcüğü sonderece dikkatli bir şekilde kullandığı gözlenen Aktaş’ın varolan sözcüklerle yaptığı oyunlar ve kurduğu yeni anlatımın yanısıra, kendisinin yarattığı yeni sözcükler de dikkat çekiyor.

Şiirlerinde noktalama işareti kullanmayan Aktaş’ın ‘simli karanfiller’ kitabında toplanan şiirlerinin birden fazla okunması da dikkat çekiyor. Noktalama işaretlerine gerek kalmadan da sözcüklerin ustaca kullanılabileceğini başarılı bir şekilde gösteren şair, aynı zamanda şiirlere daha serbest okunma şansı da veriyor. İlk bakışta hata gibi gözüken bazı ekler ve bağlaçların yazımları ve noktalama işaretlerinin yokluğu, şiirlere birden fazla okunma şansı tanıyor ve çoğul anlamlar yüklüyor.

ŞİİR DÜŞ VE RÜYANIN İFADESİ…

Hem kapalı hem de açık şiirlerin yer aldığı “simli karanfiller” değişik denemelere rağmen bir bütünlük içerisinde okuyucuyu şiirin efsunlu derinliklerine çekiyor. Ancak Aktaş’ın şiiri poetik zenginliği ve usta örgüsünün yanında aynı zamanda bir başkaldırının sesini de taşıyor. Şairin, “dünyanın en güzel şiiristanı annemin dili” deyip ses verdiği yerde ağır ağır bir “aşkisyan”ın tutuşmakta olduğunu görüyoruz. Aktaş, uzun yıllar Türkiye dışında yaşamasına rağmen şiirleri, canlı bir dilin, güçlü bir hafızanın ve farklı seyahatlerin, tecrübelerin damıttıklarını taşıyor bizlere.

Şiiri hayatın kendisi olarak tanımlayan Aktaş: “Çünkü şiir hayatımda ve hayattakiler ile ilişkilerimde o kadar geniş bir yer tutuyor ki; yaşamımın bir yerinden ya da bazı yerlerinden alıp spesifik olarak kendi başına bir şey olarak tanımlamak zor. Şiir, yeri gelince benim geçmişim, yeri gelince rüyalarım, duygularım, acılarım, şimdim, çevrem, sevdiklerim, sevmediklerim ve aynı zamanda geleceğimdir. Çünkü hayatlarımızda önemli yerleri olan dinler, ideolojiler, etik, ahlak ve daha birçok önemli yapı taşlarının büyük sarsıntılar geçirdiği ve hatta yerine göre hızla değer yitirdiği bir çağda yaşıyoruz. Ve bütün bu değer yitimlerinde şiir defalarca benim hayatımı kurtarmıştır. Buradan baktığımda şiir benim için en kutsal şey olan yaşamın anlamıdır.”

ŞİİR ATEŞTİR

Şiirin kendisi ile ilişki kuranı yakan bir sanat olduğunu belirten Aktaş şöyle sürdürüyor sözlerini: “Evet şiir ateştir diyorum. Önce şairini yakar sonra da okuyucusunu. Belki ve muhtemelen bütün okuyucusunu değil ama iyi okuyucusunu, gerçek okuyucusunu yakar. Özellikle de çağımızda medyanın büyük oranda reklam ve büyük tekellerin büyük siyasi partilerin borazanlığını yaptığı bir dönemde şiirin sorgulayıcılığı kendisi ile gerçekten bir ilişki kuran herkesi yakar. Ona farklı düşünmenin kapılarını aralar tabi bunun da bir bedeli var ne yazık ki.”

Bu yüzden şiirin aynı zamanda yaşamdaki her şeye karşılık gelebildiğini ve yaşamdaki her şey de şiirinin konusu olabileceğini söyleyen Aktaş, “benim için şiir bazen acının tutanağı, bazen de düş ve rüyanın ifadesidir” diyor. Şiirde duygunun ifadesinin çok önemli olduğunu söyleyen Şair, “Güzel bir şiir o kadar duygu yüklü olmalı ve o kadar güzel örülmüş olmalı ki, okuyucunun da kendi şiirini hissetmesini sağlayabilmelidir” diyor.

Şiirin hem içerik olarak, hem de anlatım olarak çok güzel örülmesi gerektiğini belirten Aktaş, “Benim için bütün bunlar bile bir şiirin çok güzel olması için yeterli değil. Aynı zamanda hem içerik ve kurgu olarak güzel kurulan hem de dil, imge ve metafor örgüsü olarak güzel örülen şiirin bunun yanı sıra çağrışım, müzikalite ve ritim de bulundurması gerekiyor” diyor.

DENGBÊJLİK VE STRANLAR

Edebi olarak çocukluğundan beri okuduğu klasiklerden ve mitolojiden önemli oranda beslendiğini söyleyen Aktaş, bunun yanısıra yıllardır sinema ile çok yakından ilgilenmiş. Çok fazla da film izliyor. Sinemanın, fotoğrafın ve resmin hayatında çok önemli bir yeri olduğunu söylüyor Aktaş. Aynı zamanda sözlü Kürt edebiyatı, dengbêjlik geleneğinden gelen stranları keşfettiğinden beri bunların da yaşamında ve sanatında önemli bir yer edindiğini belirten Aktaş, diğer yandan gazeteci olduğu için tanıdığı insanlar, onların hikâyeleri ve çevresinde gördüğü bütün yüzler, bütün gözlerin de onu fazla etkilediğini kaydediyor. “Bazen bir çift insan gözünde, bir insan yüzünde gördüğüm anlam kendi başına imge ve metaforlar şeklinde şiirime dökülüyor” diyen genç şair, hem gazetecilik mesleğinden dolayı hem de özel olarak takip ettiği şairlerin fazla olduğunu söylüyor.

Kürtçe ve Türkçe yazan Kürt şairlerini özellikle takip ettiğini ve bunun yanısıra Fransızcaya ve İngilizceye çevrilen Arapça yazan şairleri fazlaca okuduğunu belirten Murat Aktaş, özel olarak tanıdığı Adonis, Mahmoud Dervish gibi şairleri yakından takip ettiğini söylüyor. Şiir yazmak için özel bir zaman kollamadığını, sürekli not tutuğunu, bir imge, bir dize ya da bir metafor belirdiğinde kaçırmamak için hemen not almaya çalıştığını ifade eden Aktaş, “hiçbir şey bulamasam sigara paketine yazar ve uygun zaman bulduğumda temize çekerim” diyor. Diğer yandan yolculukları sırasında çok yazdığını söyleyen Aktaş, sabahları kalktığında çok yazdığını ve özellikle rüyalara çok önem verdiğini kaydediyor. Aktaş, “Bazen gece yarısı uyandığımda rüyalarımı da not alırım ve rüyalar şiirimin önemli yapı taşlarını oluşturur” diyor.


Newroz
Yönetici
Yönetici
Mesajlar:1097
Kayıt:06 Ara 2006 16:10
Ruh Hali:Huzurlu
Cinsiyet:Kadın

Re: ‘Dünyanın En Güzel Şiiristanı Annemin Dili’

Mesaj gönderen Newroz » 21 Ağu 2009 22:01

artık noktalama işaretsiz okumaya alıştık zaten
okuduğunu hissedebiliyorsa insan o vurguyuda noktalama işaretsiz anlayabiliyor
daha önce hiç okumadım şiirlerini merak ettim okumak isterim
Cevapla

“Kitaplık” sayfasına dön