Ağzın Bilgi İşaretleri

Gnomon-Yorum
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Ağzın Bilgi İşaretleri

Mesaj gönderen Siyabend » 04 May 2008 23:16

Ağız, insan yüzünün en belirgin uzvudur. Ağız ölçüsünün (dudakların uzunu ve eni) belirlenmesinde kullanılan yöntem; göz bebeklerinin merkezinden dudakların kapanma hattına dikey indirilmesi şeklindedir. Genelde, erkeklerde ağzın büyüklüyü kadınlardakinden daha fazladır.

Fizyognomi, ağzın büyüklüğüne ve biçimine göre insanın iç enerjisini belirlememize olanak sağlar. Ağzın büyük ve ağız köşelerinin aşağıya doğru sarkmış olması kişinin iradeli ve dış baskılardan az etkilenen biri olduğunun göstergesidir. Bununla birlikte, ağız köşelerinin konumu ile ilgili düşünceler farklıdır.

Örneğin, C. Darwin dudak köşelerinin aşağıya doğru sarkmasını ağlama eyleminin bîr kalıntısı olduğunu söylemiştir. Gerçekte, insan ağlayacak bir duruma düştüğünde veya depresyondayken ağız köşeleri aşağıya doğru sarkar, însan gülüyor, şakalaşıyor olabilir ama, ağız köşelerinin aşağıya doğru sarkması onun keyfinin yerinde olmadığını ortaya koyar.

Diğer araştırmalar köşeleri hafiften aşağıya sarkmış kavis şekilli küçük ağzı hassaslığın, duygusallığın ve bilimsellikten uzak olmanın belirtisi olarak kabul etmektedirler. Ağız köşeleri yukarıya doğru sarkan kişiler ise açık kalpli, çalışkan ve üstün zekalı oluyorlar.

Küçük ağız zayıf irade ve yaşam mücadelesi kaygısının belirtisidir. Japonlar erkeklerin büyük, kadınların ise küçük ağızlı olmalarından hoşlanıyorlar. Kadınının ağzının büyük olması erkeksi bir karaktere sahip olmasının belirtisidir. Bu da erkeklerin hoşuna gitmez.

Gözlemler sonucu dudakların bir birine fazla sıkılmış ve dişlerin bir birine yakın olmasının, kişinin ısrarcılığının, sıkı şekilde kapalı ağzın ise kararlılık ve çalışkanlığın göstergesi olduğu ortaya konulmuştur. Bunun aksine olarak ağzın, özellikle alt çenenin sarkması sonucu genişlenmesi insanın psikolojik faalliğinin azalması anlamına gelmektedir.

Ağzın simetrik bir şekilde açılıp kapanması duyguların dengeliliğini göstermektedir. Ağzın bir tarafında dudakların daha fazla bir birine sıkılmış olması ve bu taraftaki köşenin aşağıya sarkmış olması yüz felci, dişlerin konumunun düzgün olmaması ve aksi karakterli insanlarda ortaya çıkmaktadır. Devamlı titreyen ağız ("at ağzı") sinirlilik belirtisidir.

Dudaklar üzerindeki kırışıklar yaşlanmanın en doğal belirtisidir. Ağzın köşelerine doğru inen kırışıkların olması kişinin zor bir hayat geçirdiğini gösterir.

Yukarıda söylenenleri özetlersek, ağzın büyük olmasının cesurluk ve yalancılık, küçük olmasının korkaklık ve ciddilik, dudakların bir birine sıkılmış olmasının iradelilik, dudakların gevşek olmasının ise aptallık belirtisi olduğunu söyleyebiliriz. Bunun dışında, ağzın devamlı açık olması dimağ zayıflığı, kretenizm, ayrıca burunla solunumun zorlaştığı ağız iltihaplanması durumlarında gözlemlenmektedir.

Fizyognomide dudakların ölçüsü, şekli ve rengine büyük önem verilmektedir. Şekilden de görüldüğü gibi, dudakların ölçü ve biçimleri farklılık arz etmektedir. Maalesef, M.M. Gerasimov, dudakların sınıflandırırken, sadece anatomik biçimlerle yetinmektedir. Oysa dudaklar, psikoloji ve hastalık bağlamında ele alınarak incelenmelidir.

Değişik fizyognomi okulları, dudakların anatomik biçimlerini psikoloji ve hastalık bağlamında ele almaktadırlar. Bu okullardan birine göre, kalın ve büyük dudaklar alaycılık ve hazırcevaplılık, ince ve küçük dudaklar yalancılık ve sinsilik, üst dudağın kalın olması adaletsizlik, alt dudağın uzun olması ise şıpsevdilik ve zeka belirtisidir. Belirgin dudak memesine sahip dudaklar kararlılık ve aktiflik, gerilmiş dudaklar ise saflık ve işlerin kötüye gittiğinin göstergesidir.

Diğer bir fizyognomi okuluna göre ise, özellikle kadınlarda 7 dudak türü mevcuttur.

a) Papyon şekilli dudaklar en kadınsı olanıdır. Bu tür dudaklar çekicilik, rüküşlük, hassaslık ve aynı zamanda samimiyetsizlik ve yalancılık belirtisidir. Bu tür dudaklar erkeklerde şöhret tutkusu ve ciddiyetsizlik anlamına gelmektedir.

b) Islak dudaklar çabuk arkadaş edinebilen, her türlü ortama çabuk uyum sağlayan, enerjikliği ve hassaslığı ile seçilen hareketli, konuşkan, açık sözlü insanlarda görülmektedir.

c) Zarif ve ince küçük dudaklar alçak gönüllülük, zeka, samimilik ve ciddilik belirtisidir.

d) Donuk, fakat çekici ye ince dudaklar ihtiraslı, çok zarif, fakat bazen kendine aşırı hakim bir yapının göstergesidir. Bu tür insanlarda bağlanma duygusu zayıftır. Onlar her konuda kendi fikirlerini söylerler ve kıvrak zekalıdırlar. Aşırı ince dudaklar, kendilerinden her türlü kötülük beklenen kaba insanlara Özgüdür.

e) Harmonik dudaklar ince biçimli, hafiften ironili dudaklardır. Bu tip dudaklar genelde gerçeklikle duygusallığı bağdaştırabilen şair ruhlu ve yüksek entelektli kadınlarda görülmektedir.

f) Asimetrik dudaklar. Üst dudağın büyük olması duygusal davranmama, akılcı düşünme ve egemen olma isteğinin belirtisidir. Bu durumda, ayrıca alt dudağın büzülmüş olması erkeklerde iktidarsızlık, kadınlarda ise cinsel isteksizlik alametidir.

g) Kalın (şişkin) dudaklar hem hassaslık, hem de iradelilik belirtisidir. Bu tiplerin belirgin özelliği, kendilerini çok iyi kontrol etmeleri, aşırı soğukkanlılık ve zevklere düşkün olmalarıdır.

Fransız doktor Michael Renault, dudak semptomlarının kriminolojide kullanılmasını önermiştir. Ona göre, dudak izleri parmak izlerinden fazla önem taşır. Nitekim, dudak yüzeyi daha özgün bir yapıya sahiptir. Birkaç bin deney üzerinde yaptığı gözlemler sonucu Renault, bir ikiz çift dışında bir birinin aynısı olan hiçbir İki dudak izine rastlamamıştır. Dedektiflerin fikrince, Renault'un yöntemi ellerin hasar görmesi durumunda kaza ve cinayet kurbanlarının ayırt edilmesinde çok faydalı olabilir.

Ağız biçimine, dahası öpüşme anındaki dudak şekline bakarak partnerin karakterini öğrenmek mümkündür, öpüşme anındaki "dudak geometrisi" ciddi bilimsel araştırma açısından eşsiz bir malzemedir. Daha 20. yüzyılın başlarında öpüşme tarzının ortaya çıkarılmasına dayanan test tertip olunmuştur. Bu testte deneyden, dudaklarını rujla boyayarak sevgilisinin dudağı ve yanağı yerine beyaz bir kağıdı "öpmesi" isteniyor. Bu tür "öpüşme" iziyle kişilerin karakterinin ve karşı tarafa olan hislerinin belirlenmesi mümkündür.

a) Düzgün çember şekilli iz: Partner tam güveni hak ediyor.
b) Deforme olmuş çember şekilli iz: Duygular ciddi değil.
c) Hilal şekilli iz: Partner samimidir, fakat bu, tam garanti anlamına gelmez.
d) Deforme olmuş hilal şekilli iz: ihtiraslı anlarda verilen sözler tutulacaktır.
e) Düzgün yatay hat şeklinde iz: Partner iyi kalpli birisidir.
f) Parçalanmış karo şekilli iz: Partner sado-mazoşisttir.
g) Deforme olmuş dikey hat şeklinde iz: Korkak bir partner.
h) Düzgün zikzak şekilli iz: Partneriniz sizden nefret ediyor.

Teşhis koyma zamanı dudakların rengi de büyük önem taşımaktadır. Rengi neredeyse yüz derisiyle aynı olan solgun dudaklar, çoklu kan kaybından sonra ortaya çıkan anaemia (kansızlık) hastalığının belirtisidir. Siyanoz dudaklara kalp ve akciğer hastalarında rastlanmaktadır. Kuru, çatlamış ve kabuk bağlamış dudaklar ağır enfeksiyon hastalığın belirtisidir. Kırışmış, köşeleri siyahlaşmış dudak ve dili olan ağız devamlı açıksa ve seyrek nefes hareketleri, yaklaşan ölümün belirtisidir.


Cevapla

“Fizyognomi” sayfasına dön