Bireysel duruş (Tuğçe Baran)

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Bireysel duruş (Tuğçe Baran)

Mesaj gönderen Siyabend » 18 Haz 2007 14:58

Geçenlerde yine bir dişilik, kadınlık, annelik geyiği dönüyordu güzide basınımızda.. Doğurmayanlar dişi midir değil midir vs vs..
Bugün de “Babalık” kavramını tartışmaya açmak istiyorum müsaadenizle..
Bildiğiniz veya bilmediğiniz gibi babası “hem var hem yok”lardanım. Doğruya doğru pek hayrını görmedim. Zararı daha çoktur diyebilirim. Bu yüzden 20 yaşıma kadar “babalık” denilen kavramın olmadığına, olsa bile suni olduğuna inandım. Yani annelik gibi içten gelemeyecek, (insan dahil ezici çoğunlukta dişiler doğurunca bir takım hormonlar üretiyorlar, o da yavrularına bağlılık sağlıyor) ama öğretilen, çoğu zaman da iyi öğrenilmeyen bir şey olduğunu düşündüm.
Sonra harikulade babalar gördüm. Evin annesinden daha iyi babalar gördüm. Fikrim 30’larıma doğru yumuşadı..
Ve lakin.. Ve lakin.. Kendi babamda gördüğüm bir tavrı pek çok babada ve de erkekte gördüğümü de üzülerek belirtmek durumundayım. (T.C. babalarında söz ediyorum sadece)
O da şudur ki:
Babalar, aile fertlerinin MUTLULUĞU/MUTSUZLUĞU gibi kavramları pek önemsemiyor. Karılarının ve çocuklarının MUTSUZLUĞUNA rağmen birtakım prensiplerinden vazgeçmiyorlar. Ve bu prensiplerini de ailenin MUTLULUĞU adına yaptıklarını iddia ediyorlar. Biri çıkıp da “baba ben böyle mutlu değilim” dediği zaman da ya çok şaşırıyorlar, bozuluyorlar, gocunuyorlar ya da hiç umurlarında olmuyor.
Böyle yapan anneler de var elbette ama çoğunluk babalar. Entel, dantel, fakir, zengin, laik, dindar olması da fark etmiyor.



***


Ben ülkemi AİLEM olarak görenlerdenim. “Hepimiz bir aileyiz” lafı çok klişedir biliyorum ama lafların içi boşaltıldı diye böyle hissetmekten vazgeçecek değilim.
Evim büyük. Ailem kalabalık. Dağdakiyle, ovadakiyle, açığıyla, kapalısıyla evet kocaman bir aile. Hepsiyle az veya çok temasım oldu. Memleketin gitmediğim dağı, bayırı, ovası neredeyse kalmadı. Yazmıyorum, geyik yapıyorum diye sanmayın ki fanusta yaşıyorum. Goygoycuların (isimleri sizde saklı) ezici çoğunluğundan daha çok biliyorum bu memleketi.
Ve hiçbirinden de vazgeçmek istemiyorum. Bir takım prensipler uğruna HİÇBİRİNİN ölüme/yok oluşa yollanmasını istemiyorum. Evlat ayrımı yapamayacak kadar kadınım, anneyim, ablayım, teyzeyim, halayım, anneanneyim, babaanneyim. “Üniter”liğimden değil insanlığımdan..
Şehitler kadar “dağdakiler” de KARDEŞİM. Yok edelim, asalım, keselim dedikçe birileri içim cidden “cız” ediyor. Çünkü biliyorum ki “dağdakini” vurmaya giderken “ovadaki” de gidecek.
Her iki tarafın da kendi evlatlarını “merhametsizce” ölüme yollamalarını anlamam mümkün değil.. Dağdaki de bayırdaki de ovadaki de aynı gözümde. AİLESİNİ SEVMEYEN, UMURUNDA OLMAYAN BABA!


***


Kimse kusura bakmasın. PKK terörüne kitlesel bir duruş bekleniyorsa benden gece yarısı gece yarısı, o zaman hesap da isterim. BENİM KARDEŞLERİM NEDEN ÖLÜYOR?
Mehmet Altan gibi sorarım: Kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde BENİM güvenliğim için duran KARDEŞLERİM nasıl oluyor da “düşman” tarafından bu kadar kolay vuruluyor? Nasıl bu kadar savunmasız bırakılırlar “düşmanın”ta ortasında? 30 yıldır bu neden öğrenilemedi? 30 yıldır işlemeyen bu politika neden tartışılmıyor? Tartışmaya kalkanlar neden “hain” oluyor?
Bir kadın olarak, bir anne adayı olarak, bir abla olarak, bir sevgili olarak kitlesel veya bireysel karşı duruyorum ve soruyorum:
NEDEN?
Anneliklerini güvenerek rica ediyorum: “Sessiz eylemciler” de sorabilir mi acaba?


ZAGROS
Moderator
Moderator
Mesajlar:9466
Kayıt:28 Şub 2007 22:02
Ruh Hali:Huzurlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Koç
Takım:Fenerbahçe

Mesaj gönderen ZAGROS » 20 Haz 2007 23:11

paylaşım için teşekürler
sinan
Yüzbaşı
Yüzbaşı
Mesajlar:733
Kayıt:22 Ara 2006 23:53

Re: Bireysel duruş (Tuğçe Baran)

Mesaj gönderen sinan » 04 Tem 2007 15:53

sen neymişsin be tuğçe baran....
yakında onuda listelerden birine alırlar bu vatan severler....
Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön