Hakkari'yi nasıl bilirdiniz? (ETYEN MAHÇUPYAN )

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Hakkari'yi nasıl bilirdiniz? (ETYEN MAHÇUPYAN )

Mesaj gönderen Siyabend » 30 Ara 2006 12:57

Coğrafya, toplumları doğal biçimde birbirinden ayırmanın en uygun yoludur. Dağlar ve nehirler insanları ayırırken farklı kültürel dokuların gelişmesine, zaman içinde kültürel içe dönmelere ve yerleşik toplulukların kendilerini ötedeki toplumlardan zihnen de ayırmalarına neden olur.
Ne var ki bazen tarih coğrafyaya galebe çalar ve coğrafyanın böldüğünü bir araya getirir. Hakkari de böyle bir yer... Türkiye'nin geri kalanına sadece tek bir kapıdan bağlantılı, ancak nehri aşarak köprüden girebildiğiniz ve dağları tırmanarak ulaştığınız bir belde. Güneydoğu bölgesi içinde ayrı bir bölge. Tüm Türkiye'nin tersine halayı soldan çeken insanların yurdu...

Kürt meselesi de Hakkari'de farklı bir yüzle karşınıza çıkıyor. On yıllar boyunca yaşanmış itilmişliğin üzerine, bugün yerinden edilmiş insanların akını kenti kadük etmiş durumda. İflas etmiş çaresiz bir belediye üç misline yaklaşan bir nüfusa hizmet vermeye çabalıyor. Öte yandan ekilebilir alanın sadece % 5 olması nedeniyle hayvancılığa mahkum bu insanlar şimdi tüm sürülerini kaybederek kente hapsolmuş durumdalar. Eğitimde ülke sonuncusu olmak, civar kentlere hasta taşırken yakınlarının ölümünü yaşamak ise artık kanıksanmış. Ama yıllarca açık hapishane olmuş olan bu kent hâlâ dişiyle tırnağıyla hayata ve Türkiye'ye tutunmaya çalışıyor. Dükkanların şaşırtıcı ölçüde malla dolu olduğu, gençlerin sokakları şenlendirdiği, cinsiyet ayrımının neredeyse hiç olmadığı, yüz metrelik ana cadde üzerinde en az on adet internet kafenin bulunduğu bir yerleşim...

Ama bu görüntü varoşlardaki fakirliği ve ezilmişliği gizlemeye yeterli değil. Kent kültürünü bilmeyen ve sevemeyen on binlerce insan, bu sıkışık devran içinde elinden yararlı hiçbir şey gelemeden kaderin müstakbel lütfunu bekliyor. İnşaat işlerinin durması nedeniyle sıradan insanların para kazanabileceği tek alan nakliye ve hammaliye... Ancak bir de 'büyük' nakliye yani kaçakçılık var. Genişletilmiş hacimli yakıt tanklarıyla her gün ortalama 700 kamyon kapalı sınırların ötesinden mazot getiriyor. Devlet bu faaliyete göz yummakla kalmamış, tek/çift plaka uygulamasıyla olaya düzenleme de getirmiş. Bunun bir iyi niyet göstergesi olduğunu düşünebilirsiniz... Ama devletin ek bir uygulaması var: Kamyonlar Hakkari vilayeti sınırları içinde yakalandığında 'kaçakçılık' tespiti ile cezalandırılırken, bu sınırlar dışında bir anda serbest bir rant alanı oluşturuyor. Diğer bir deyişle devlet rantın Hakkari dışında kazanılmasına özen göstermekte...

Bu ayrımcılık Hakkarililere hiç de şaşırtıcı gelmiyor. Korucuların kayırıldığı, insanların kendi akrabalarını 'terörist' olarak adlandırmaya zorlandıkları bir atmosferde, devletin yol, su yapan, sosyal ve kültürel projeler üreten güleç yüzünün ardında bir de öteki yüzü olduğunu biliyorlar. Bu nedenle köye dönüş yasasının da getirdiği fazla bir değişiklik yok. İnsanlar köylerine dönmek istiyor; ama bir yandan korucu korkusu öte yandan da şu yakıcı soru: Ya devlet o köyleri ileride yeniden boşaltırsa...

Hükümet ulusal düzlemde tıkandığı Kürt meselesinde yerelde hizmet ve iyi niyet üretmek üzere bölgeye 'uygun' valiler göndermeye çalışırken Hakkari de yeni bir valiye sahip olmuş. Ne var ki genel izlenim valinin rehabilitasyon faaliyetlerini kendi uhdesinde tutma ve toplumla paylaşmama konusunda fazla hassas olduğu. Devlet Hakkari'de hâlâ uzakta, çünkü zihnen Hakkari'ye uzakta... Buralarda bunca yaşanmışlıktan sonra apaçık görünen gerçek, otorite sahiplerinin tümden kaybetmiş olduğu. Devlet de PKK da bu toplumu elinden kaçırmış... Hakkarililer ise kimseye bağlanmadan ayakta kalmayı, onurlu durmayı ve hâlâ gülümseyebilmeyi becermişler. Öyle ki gitme vakti geldiğinde içinizde bu uzak beldeye ait olduğunuza ilişkin garip bir hisle ayrılıyorsunuz...


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön