Kıyımıza Vuran Aşk Mektubu

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
ALİBEY
Acemi Er
Acemi Er
Mesajlar:13
Kayıt:05 Kas 2008 10:36
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Takım:Fenerbahçe
Kıyımıza Vuran Aşk Mektubu

Mesaj gönderen ALİBEY » 28 Kas 2008 09:33

Yedioth Ahranot isimli İsrail gazetesinde çıkan bir haber işgale, siyasi ve coğrafi bölünmüşlüklere rağmen 'insani'liğin nasıl direndiğini, insanın içinde, ruhunun derinliklerinde yaşanan bütünleşme arzusunun maddi olanı nasıl aşabileceğinin sarsıcı bir örneği gibi geldi. Olay basit, basit olduğu kadar da düşündürücü. Gazetenin haberine göre olay Gazze Şeridi'ne yakın sınırdaki bir Yahudi kasabasında meydana gelir. Aşkelon yerleşim biriminin sahilindeki Akdeniz'i seyredenler kumsalda denizden kıyıya vuran bir şişe bulurlar. Şişenin içinde muhtemelen Gazze'den denize bırakılan bir mektup vardır.. Ve mektup bir adamın sevdiği için kaleme aldığı duygularını anlattığı ifadelerden ibarettir.

Akdeniz'in sularını aşarak kıyıya vuran bu aşk mektubu yüzyılımızın en büyük dramlarından birinin öyküsü aslında. Denizden kıyıya vuran aşk mektubu bir metafor olduğu kadar çağımızın katı gerçekliğini bir kez daha hatırlatan, insanlığın vicdanında parçalanan cam fanusa dönüşüyor adeta.

Sevgisini yüreğindeki cam fanusta gizleyen âşığın "derdini ummana dökercesine" Akdeniz'in köpüklerine emanet edişi… Denizin bile saklayamadığı bu sırrı dalgaları ve sınırları, tankları aşarak kıyıya vurması karşısında şişeyi açıp bakanlar ne düşünmüştür acaba? Bir yanda ambargo altında açlığa mahkûm edilen, kuşatma altındaki bir Gazzelinin ilan-ı aşk ediş tarzı karşısında sarsılmışlar mıdır?

'Kıyıya vuran fanus' haberini okuduğumda Osman Sarı'nın şiiri aklıma geldi. "1967 savaşında ölen kardeşlerimizin cesetleri kıyılarımıza vurmaya başladı" girişiyle başlayan Türkçe'nin modern şiirdeki en güzel örneklerinden bu dizeleri ilk okuduğumda ne kadar sarsılmıştım. Edebiyat dergisi yayınlarından çıkan o ince, zarif şiir kitabındaki insanlığın feryadı hâlâ susmadı. “Biz de yaşamak için gelmişiz insanlar|/ Önce toprak dedik çöl de olsa toprak|/ Sonra devlet dedik zor da olsa devlet|/ Savaş dedik sonra yok da olsak savaş” dizelerinde dillendirilen nefis şiirini hatırlayan var mı bugün?…

Akdeniz'in sularını yara yara kıyılarımıza cesetlerini gönderenler şimdilerde gönüllerini gönderiyor. Hangi sahile ulaştığına bakmaksızın gönlü olanların kıyısına… Yüreklerinde bir sevda taşıyanlara bu mektubun anlatacağı, ima edeceği, hatırlatacağı çok şey var. Her şeyden önce insanlığımızla yüzleşmeye çağıran bir ihtar…

Filistin'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Gazze'de yüzbinlerce insan açlık ve ölümle pençeleşiyor. Gazze'de gönlü sevda yüklü bir adam dünyayı insanlığıyla yüzleşmeye çağırıyor. Sığındıkları küçücük topraklarının dışında kalan dünyada hâlâ aşkın ölmediğini, Fuzuli gibi "aşk imiş her ne var ise âlemde" diyebilenlerin yaşamakta olduğunu varsayan umutla denize salınmış mektup…

Akif Emre - Yeni Şafak

[email protected]


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön