Ankara senaryoları: Kuzey Irak'a mı, 22 Temmuz'a mı?

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Ankara senaryoları: Kuzey Irak'a mı, 22 Temmuz'a mı?

Mesaj gönderen Siyabend » 25 May 2007 22:16

Ankara’da 6 kişinin hayatını kaybettiği, 100 küsur kişinin yaralandığı ve kamuoyunda müthiş bir tepkiye yol açan terörist saldırıdan 48 saat sonra, Şırnak’ta 6 şehit 9 yaralı. İlkini PKK üstlenmedi; ikincisine bir “PKK mayını”nın yol açtığı açıklandı.

Kabaran toplumsal öfkenin üzerinden yelkenlerin Kuzey Irak’a bir “askeri müdahale”ye doğru şişirildiği açık seçik fark ediliyor. Tüm bu eylemler silsilesi, ister istemez, kendi “dinamiği”ni oluşturarak PKK’ya yani Türkiye’nin istikrarını, hatta varlığını ve bütünlüğünü tehdit eden “terör örgütü”ne yönelik kapsamlı bir askeri harekâta “meşru zemin” döşüyor. Böyle bir adımın zaten hayli “gecikmiş” olduğu da vurgulanacak. Vurgulanıyor da.

Türkiye’de şu sıralarda olan-biteni “27 Nisan süreci”nden bağımsız olarak algılamak, neredeyse imkânsız. “Teröre karşı mücadele” ve bu kapsamda “Irak’a bir askeri müdahale”yi, içeride Tayyip Erdoğan hükümetine karşı yürütülen iktidar mücadelesi ve 22 Temmuz’da AK Parti’nin tekrar tek parti hükümeti çıkarmasına imkân verecek bir seçim sonucunun engellenmesi hesabından da bağımsız olarak düşünmek zor.

Nitekim, Tayyip Erdoğan, bu “ip”in kendi boynuna dolanacağını sezerek, “Ordunun istemesi halinde Kuzey Irak’a girmek konusunda siyasi irade kullanacağı”nı açıkladı. Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı, seçim güzergâhında, “teröre karşı askerin elini tutan, kolunu bağlayan siyasi otorite” görüntüsünü -anlaşılır nedenlerle- vermek istemiyor.

Kuzey Irak’a askeri operasyon dinamiğini güçlendiren de hükümetin içine sürüklenmek istediği bu açmazdan çıkmak için bir “konsensüs tarafı” gibi kendisini sunmak istemesi. Ancak, bu sürecin bizatihi kendisinin 22 Temmuz seçimlerinin yapılmasını da engellemesi ihtimali mevcut.



*** *** ***



“Cumhurbaşkanı seçimi nedeniyle yaşanan siyasi kriz.. Arka arkaya ve şimdiye kadar görülmemiş büyüklükteki mitingler.. Şimdi de terör örgütünün ülkeyi sarsması.. Acaba bu karmaşanın sonucu seçimlerin ertelenmesine kadar gidecek bir ortam yaratmak mıdır? Bu sorunun yanıtı yok. Ancak Ankara’daki senaryoların içinde en çok konuşulanı da bu.”

Bu satırlar, M. Ali Birand’ın dünkü yazısından.

Şunlar da Güneri Civaoğlu’nunkinden:

“Türkiye’de terörle mücadeleyi sadece güvenlik güçlerine bırakmanın bilançosu 30 bin can kaybı... 10 binlerce yaralı ve gazi... Türkiye insanı da kolektif aklı ve duyguları yansıtan böyle bir demokratik kitle tepkisi koyamaz mı? Tandoğan’da, Çağlayan’da, İzmir’de, Manisa’da, Çanakkale’de, Samsun’da cumhuriyete, demokrasiye ve anayasal değerlere sahip çıkan milyonlar, nasıl da ulu bir güç olduklarını gösterdi. Türkiye siyasetine makas değiştirtti... Türkiye’nin sivil toplum örgütleri, yani silahsız kuvvetler tarafından düzenlenecek böyle bir protesto gösterisine her partiden yurttaşımız katılacak ve omuz verecektir.

Bu konuyu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la paylaştım. ‘2 milyon kişi bir sessiz yürüyüş yapsa nasıl da etkili olur’ dedi. ‘Belki de bu yönde bir hazırlık başlatılmış olabilir’ düşüncesiyle son haftalarda görkemli mitinglerin öncüsü olan ADD Başkanı emekli Org. Şener Eruygur’la konuştum. Böyle bir oluşuma sıcak bakıyorlar... Toplumu tümüyle kucaklayan bir tavır ortaya konmalı. Terörü hormonlayan Avrupa ülkelerinden ve ikili oynadığı kuşkularını veren ABD’den de kodamanları çağırmak hoş olur.”

İlginç. Bu muazzam “ulusal” ve anlamlı “sessiz gösteri”yi, bir süre sonra niçin milyonların “Asker Kuzey Irak’a” gürleyişi izlemesin. Tıpkı, “Cumhuriyet mitingleri”nin “AKP’li cumhurbaşkanı adayına hayır” ve “AKP’ye hayır” mitinglerine dönüşmesi gibi, bunların da “terörle savaş yerine teröristlerle diyalogdan yana” ve “şeriat özlemcisi AKP’ye hayır” mitinglerine dönüşmesi de pekâlâ mümkün.



*** *** ***



Ankara’daki terörist saldırının ardından Mahir Kaynak, bir radyo programında şunları söyledi:

“Eylemi yapanlar, bombayı patlatıyorlar, daha sonra uzmanlar bombanın türünü söylüyor. Bu tarz bombaları herkes yapabilir. Yaptıkları eylemlerle yolumuza işaret levhaları koyuyorlar. Dikkat ederseniz, eylemlerle ilgili haberlerde anlatılanlar bize bir yol haritası çizmiş durumdadır. ‘Şu yoldan giderek şunu yap’ şeklinde bizi bir yerlere yönlendirmek istiyorlar. Biz de istediklerini yaparak, faaliyeti gerçekleştirenlerin oyununa dahil oluyoruz. Örneğin; önümüze koydukları işaret levhaları ‘Kuzey Irak’a müdahale’ işareti taşıyorsa, biz ‘oraya gitmeyeceğiz’ mesajını vermek zorundayız. Çünkü bu, onların projesidir.

Ülkemizde maalesef yetkililer bu tabloyu düzgün bir şekilde okuyamıyorlar. Yanlış strateji uygulanarak yanlış siyasi kararlara varıyorlar. Terör olayıyla hiçbir siyasi karara ulaşamayız. Genelkurmay ve MİT olayları okumakta eksik kalıyor ve yanlış kararlar alıyorlar.”

Bu da bir görüş.

Kuzey Irak’a gidiş için döşenen yolların, Türkiye’yi 22 Temmuz yolundan uzaklaştıracağı ihtimali de bir görüş...

Cengiz Çandar


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön