Mihrican Diyarbakır ( Can Dündar)

Beğendiğiniz veya eleştirdiğiniz yazılar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Mihrican Diyarbakır ( Can Dündar)

Mesaj gönderen Siyabend » 02 Haz 2007 14:27

Mihrican Diyarbakır

"Mihrican", Kürtçe "şenlik" demek...Diyarbakır kültür-sanat festivallerinin 7.'si düzenleniyor. Ben de davetliler arasındayım.
Önceki gün Dağkapı Meydanı'nın açılışında bulundum. Oradan, dipleri temizlenip özenle ışıklandırılmış tarihi surları solumuza aldık, Urfakapı'ya kadar yürüdük, davul zurna eşliğinde...
Sonra türküler dinledik; Türkçe, Kürtçe... Gazeteci olarak 1982'de geldiğim Diyarbakır ile dünkü şehir arasında çeyrek asırdan fazla mesafe var.
Festival afişleri, Kürtçe-Türkçe duyurularla karşılıyor konukları...
Sahnede duyurular iki dilden yapılıyor. İki dilden söyleniyor türküler; kitaplar iki dilde basılıyor. Kürt klasiklerini, Türk yazarların eserlerini Kürtçe yayınlayan Lis Yayınevi, festival haftası 22 kitabı birden iki dilde yayımlıyor. Bir sayfa Kürtçe-bir sayfa Türkçe... bir arada yaşamanın önemini, zenginliğini gösterircesine...
Şeyhmus Diken'in deyişiyle "dilin nicedir tıkalı damarları açılıyor; serpilip gelişiyor."
Diyarbakır, diline kavuşuyor.
Üstelik 5 yıl önce bunları suç sayıp müdahale eden güvenlik kuvvetleri, bugün olup biteni uzaktan, anlayışla izliyor.
Diyarbakır, dili çözülmüş çocuklar gibi rahatlamış; derdini daha kolay söylüyor, can kulağıyla dinliyor, gönlünce eğleniyor.
Festival kürsüsünden "Ne istiyorsunuz" diye soran sunucuyu, meydan hep bir ağızdan yanıtlıyor:
"Aşiti"... Yani "Barış!.."

'Demokrasi tehdit altında'
Bu, madalyonun bir yüzü...
Arka yüzde ise, özlenen barışa dair kaygılar var.
Ankara patlaması türünden saldırılar sürecek mi?
Sınırda yığılan birlikler Kuzey Irak'a girecek mi?
Bu gerginlik ya da savaş, seçimi engelleyecek mi?
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir -kendi deyimiyle- "felaket tellallığı" yapıyor:
"Kamuoyu yoklamaları sandıktan yine AKP'nin 1. çıkacağını gösteriyor. O halde niye seçim yapılsın? Engellemek isteyecekler. Nasıl? Bir olağanüstü hal lazım. Bu, Kuzey Irak'a yönelik bir savaşla da olabilir, bombalamalarla da... O yüzden demokrasiyi ciddi tehdit altında görüyorum."
Ne yapmalı peki?
"Seçimden çıkacak tablo, ya Türkiye'yi bu handikaptan çıkarıp reformlar sürecine döndürür ya da handikapı derinleştirir."

Ortak fotoğraf?
Diyarbakır, bir yanda korkuyla, kaygıyla, öte yanda türküyle halayla seçime gidiyor.
Seçim sisteminin önüne diktiği dev barajı bağımsız adaylarla delmeyi hedefliyor. DTP, bölgede kendisi aday çıkaracak. Büyük kentlerde ise Baskın Oran, Ufuk Uras gibi sol, demokrat adayları destekleyecek.
Meclis'e kaç bağımsız girebilir?
Baydemir "Devlet tüm adaylara eşit mesafede durursa en az 30" diyor ve ekliyor:
"Bu da Türkiye için muazzam bir fırsat olur. Gidenler Türkiye'nin geleceği için hiç kimseyle ortak fotoğrafta yer almaktan imtina etmezler."
Yani DTP'lilerin desteklediği bağımsızlar bir koalisyonun kilidi haline gelebilir ve her türlü işbirliğinde yer alabilirler.

Kimlikler savaşı
İki soru önemli:
Bu adayların önü kesilecek mi?
Seçilenler, 1993'teki hataları yineleyecek mi?
İki konuda da peşinen "Hayır" demek zor. "Ne mutlu Türküm diyene" demeyeni düşman ilan eden zihniyetle, "Bütün adaylar Kürt olmalı" diyen zihniyet, keskinlikte birbiriyle yarışıyor.
DTP'nin, hayli zorlanarak hazırladığı bağımsızlar listesi ise, daha cesur bir açılım bekleyenleri kısmen hayal kırıklığına uğratıyor.
Gereken uyarıyı, festivalde Murathan Mungan yapıyor:
"İster Kürt ol, ister Türk, ister Alevi, ister eşcinsel... Sahip çıktığın kimliğin, senin hapishanen olmasına izin verme..."
Tırmanan milliyetçilik ve kutuplaşma ortamında Ankara'ya gidecek bağımsız adaylar Meclis'i bir propaganda kürsüsü değil, bir uzlaşma zemini olarak görüp karşılıklı güveni perçinleyecek, gerilimi düşürecek bir yaklaşımda olurlarsa tarihi bir görev yaparak barışçı, sivil çözümün önünü açabilirler.
Asıl mihrican, o zaman olur.


Cevapla

“Köşe Yazıları” sayfasına dön