Amaç, Türk-Kürt Çatışmasını tetiklemek

Ünlülerle yapılmış röportajlar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Siyabend
Belawela Muhtarı
Belawela Muhtarı
Mesajlar:19658
Kayıt:15 Eki 2006 12:05
Ruh Hali:Mutlu
Cinsiyet:Erkek
Burç:Kova
Takım:Galatasaray
Amaç, Türk-Kürt Çatışmasını tetiklemek

Mesaj gönderen Siyabend » 21 Oca 2007 16:22

Gazeteci Hrant Dink, 10 Ocak tarihli son yazısının başlığını 'Ruh halimin güvercin tedirginliği' koymuştu. 'Türk düşmanı olarak meşhur edildiğini' ve tehditler aldığını yazdı 10 gün sonra o tedirgin güvercin uçarak ayrıldı aramızdan

19 Ocak 2007 saat 15.00 civarı İstanbul'un en merkezi semtinin en kalabalık caddesinde üç el silah sesi duyuldu. Gazeteci Hrant Dink sahibi ve başyazarı olduğu Agos Gazetesi'nin önünde; katilinin gözlerine baktı mı bilinmez, son nefesini verdi. Biri beraat, biri 6 ay hapisle sonuçlanan iki Türklüğe hakaret davası vardı. İki de devam eden dava. 'Ermeni Diasporasının sözcüsü' olduğunu iddiaya varan suçlamalarla karşı karşıya kaldı ama Diaspora Ermenileri de onun söylediklerinden hoşlanmıyordu. Yaşasaydı, Fransa'ya gidip 'Ermeni Soykırımı olmamıştır' diyecekti. 'Orada değil, Fransa'da yaşa önerilerini' hep reddetti, doğduğu ülkede yaşamak, torunlarını büyütmek istiyordu. Ona sıkılan kurşunlar bizi de vurdu. Çünkü fikirlerine katılın ya da katılmayın o, 'düşünce özgürlüğüne inanan aydınlık Türkiye'yi' temsil ediyordu. Yakın arkadaşı Gazeteci Nazım Alpman diyor ki 'Uzun boylu hani nasıl derler babayiğit bir adamdı. Çizgisinde ne kadar belkemikliyse, dilinin de o kadar kemiği yoktu ' Tanısın tanımasın, düşünceye saygısı olan herkes üzüntüsünü ifade ederken Oktay Ekşi'nin sözlerinin altını kırmızı kalemle çizdik: 'Dünyada kurşunla öldürülmüş hiçbir düşünce yoktur.' Belki buna eklenecek şöyle bir cümle olabilir: 'Buna Türkiye'de çok kez teşebbüs edildi, maalesef ' Yakın tarihimizin sayfalarını şöyle hızlıca karıştırdığımızda, yeni yılın ilk ayı olduğu için daha bir umutlu olmayı hayal ettiğimiz ocak ayının olduğu sayfaya bir kara işaret daha eklediler. 24 Ocak'ta Uğur Mumcu'yu ve Gaffar Okkan'ı, 31 Ocak'ta Muammer Aksoy'u aramızdan çekip alan, arkalarında kalan boşluktan fayda sağlamayı hayal edenler bir boşluk daha kattılar aramıza.

Bu sayfaların baskıya girdiği anlarda meşum saldırının üzerinden henüz bir gün bile geçmemişti. Siz bu yazıyı okurken de muhtemelen soruşturmada bazı aşamalar kaydedilmiş olacak. Bunun için, henüz olay çok sıcakken Hrant Dink'e o silahın kim tarafından, nasıl sıkıldığından ziyade 'bu suikastın arkasında ne var ve Hrant Dink'in seçilmesi neden manidar?' sorularını Emekli MİT'çi Mahir Kaynak'a sorduk. Mahir Kaynak, dikkatleri bir Ermeni- Türk çatışmasından ziyade Kürt-Türk çatışmasına çekiyor

Haberi duyduğunuzda ilk yorumunuz ne oldu?

Bir provokasyon olduğunu ve bugünkü konjonktüre uygun olduğunu düşündüm hemen. Çoğu kimse değerlendirme yaparken 'Pek çok ülkenin gündeminde Ermeni tasarıları var, bunları etkilemek için böyle bir provokasyon yapılmıştır. Türkiye'yi güç duruma düşürmek istemekteler' dedi. O zaman şu sorunun da cevabını vermek gerekir: Neden 90 küsur sene evvel yapıldığı söylenen bir soykırım bugün dünyanın gündeminde ilk sıralara taşındı? Bunun bugünle ilgisi var mı?

Siz söyler misiniz, ne ilgisi var?

Asıl amaç Türkiye'yi önce soykırımcı olarak tanıtmak. Daha sonra Türkiye içerisinde bir iç çatışma yaratılırsa, mesela bir Kürt-Türk çatışması, Türkiye'nin yapacağı her müdahale dünya tarafından bir soykırım olarak algılanacaktır. Bunun zemini hazırlanıyor. Ermeni tasarılarının üzerindeki ısrarın nedini bu. O bakımdan Hrant Dink'in öldürülmesinin Türk-Ermeni meseleleriyle ilgisinin sınırlı olduğunu, asıl projenin daha geniş kapsamlı olduğunu düşünüyorum.

Nedir asıl proje?

Dünyada, Türkiye kendi soyundan gelmeyen insanlara karşı acımasız davranıyor şeklinde bir imaj yaratıldı. Bugün Ermeni'yi öldürürseniz yarın da Kürtleri öldürürsünüz gibi bir imaj yaratılmaya çalışılıyor. Burada bir şeye daha dikkat çekmek lazım, geçen hafta yapılan 'Türkiye Barışını Arıyor' konferansından sonra emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'in Türkiye'de pek duyulmamış biçimde; bütün soylara karşı toleranslı beyanatlar vermesi, ırk temeline dayalı analizleri hiçbir biçimde yapmaması, olumlu bir tepki oluşturdu, kabul gördü. Bu imaj şimdi birdenbire yıkıldı.

SUİKASTLAR İKTİDARI YIPRATIR

Dink suikastının mevcut siyasi iktidar üzerindeki etkisi nasıl olacaktır?

Suikastlar iktidarları yıpratır. İktidar üzerinde olumsuz etkisi olacağı açık. Bu suikastlara dikkat ederseniz dünya konjonktürüyle uyumludur. Mesela sağ-sol çatışması varsa buna göre, laik-İslamcı çatışması varsa da buna göre birileri öldürülür. Yani suikastlar siyasetin bir parçasıdır. Şunun için söylüyorum: Şahsi kızgınlık gibi, öldürülen kişinin davranışlarına yönelik bir saldırı değildir. Bu cinayetler siyaseti etkilemek için yapılıyor. Ben etkilemek istedikleri siyasetin, Türkiye'nin bölgede yapması muhtemel operasyonlardaki konumunu zayıflatmak olduğunu düşünüyorum.

Bölgemizde bir etnik karmaşa var ve buna uygun olarak da etnik bir isim seçildi öyle mi?

Evet, bir etnik isim seçilmiştir ve bu isim Ermeni olabilir ama unutmayın bir Ermeni-Türk çatışması gündemde değil. Gündemde olan ve gündeme taşınmak istenen bir başka şey var; bir Türk-Kürt çatışması tezgahlanıyor. Bu, oraya aksedecektir. Bu suikastın yansımaları bu alanda olacaktır.

Tam da Kerkük'ün statüsünün, Kuzey Irak operasyonunun tartışıldığı, hatta konunun Meclis'e getirildiği hafta içinde olması tesadüf değil öyleyse?

Kuzey Irak'a girdiğinizde, adına PKK deseniz bile bu bir Kürt-Türk çatışması olarak algılanacaktır. Oradaki çatışmalar muhtemelen Türkiye'nin içine doğru da yansıyacaktır. Bu suikast Ermeni-Türk ilişkileriyle alakalı değil Kürt meselesiyle ilgili. Ve bana göre de Batı kaynaklı bir operasyondur.

Bu eylemin ardında aşırı Türk milliyetçisi bir hareket olabilir mi?

Bu hareketin arkasında bir ülkücü beynin olduğunu düşünmüyorum. Ama tetikçi her zaman şartlara uygun olarak seçilir. Dink'in yazılarını gördükten sonra, o istikamete çevirmek için ülkücü kimlikli birinin seçilmiş olması muhtemel. Tetikçinin kimliği hiçbir zaman siyasi anlam taşımaz.

Suikastlar sürecek mi sizce?

Suikastların devam edip etmeyeceğini değil ama operasyonların süreceğini söyleyebilirim. Bu bir başlangıç, Türkiye'ye yönelik bu operasyon devam edecek ancak ne şekilde devam edeceğini şu anda kestirmek mümkün değil.

Gülay ALTAN


Cevapla

“Röportajlar” sayfasına dön