Abrakadabra Dursun Çiçek Serbest

[Siyabend]

İrticayla Mücadele Eylem Planı’nda imzası bulunan ve önceki gün Ergenekon’a üye olmaktan tutuklanan Albay Dursun Çiçek, aradan 24 saat geçmeden tahliye edildi. Tahliye kararının, yedek bir üyenin 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geçici olarak atanmasının ardından gelmesi dikkat çekti. Taraf‘ın “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı”nı ortaya çıkarmasının ardından hergün sürpriz bir gelişme yaşanıyor. Ergenekon savcıları tarafından altı saat sorgulandıktan sonra çıkarıldığı mahkemece cezaevine gönderilen Albay Dursun Çiçek’in tutukluluğuna dün itiraz edildi.

Geçici üye atandı
Çiçek’in avukatları itiraz dilekçesini verdiği sıralarda, itirazı değerlendirecek olan 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilginç gelişmeler yaşanıyordu. Tutuklama kararını veren üyenin senelik izine çıkması üzerine, yerine 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Hâkim Mehmet Faik Saban geçici olarak atandı.

Ve cezaevinden çıktı
Yenilenen heyetle itirazı görüşen mahkeme, akşam saat 18.00 sıralarında tutukluluk kararını kaldırdı. Tahliye kararı üzerine Albay Çiçek, saat 21.00 civarında Hasdal Kışlası’ndak askerî cezaevinden serbest bırakıldı. Çiçek, kışladan çıkarken asker selamı verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye kararına itiraz edilemiyor.

Eruygur ‘O Mahkeme bizden’ demişti
Albay Çiçek’i tahliye eden 14. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce de Ergenekon kapsamında tutuklanan emekli orgeneral Şener Eruygur’un tahliyesinde gündeme gelmişti.
İnternet sitelerine düşen ses kayıtlarına göre Mukaddes Eruygur, eşi Şener Eruygur’un taburcu edilip edilmemesi konusunda GATA Beyin Cerrahisi Servis Şefi Kd. Albay Nusret Demircan olduğu öne sürülen kişiyle görüşmüştü. Ses kayıtlarında Mukaddes Eruygur, “İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi bizden” demişti.

Tahliye kararına ne dediler

Askeri Yargıtay Onursal Üyesi Ali Faik Kayacan: Tutuklama da bir hukuki süreç, tahliye de hukuki süreç. Bunu soruşturma dosyasının içeriğini bilmeden sağlıklı yorum yapmak mümkün değil. Askerî Savcılığın elde ettiği deliller dışında anlaşılan başka bir delil bulunmadığı şeklinde yorumluyorum.

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk: Demek ki yargıçlar önceden tutuklama kararı verirken yeteri kadar kanıt olduğu kansına varmıştır. İtiraz mercii de o kanıtları yeterli bulmamıştır. Bu bakımdan bunun üzerinde uzun uzun yorum yapmayı gerekli görmüyorum. Yargılama süreci sürüyor.

Avukat Ergin Cinmen: Yargılama tutuksuz yapılır aslında. Yani tutuklama bir yargılama önlemidir. Suçun ağır cezalık olması, kaçmasından şüphenilmesi, var olan kanıtları yok etmesi koşuluyla tutuklamalara başvurulabilir. Bu doğaldır, olabilir.

Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak: İnsanın yargıya güvenini sarsan bir gelişme. Bir gün önce nöbetçi hâkim tutuklama veriyor, bir gün sonra tahliye ediliyor. Biz sade vatandaş olarak neye güveneceğimizi şaşırıyoruz. Yargı bu kararlarıyla siyasetin odak noktasına oturduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin 18 günü...
Taraf’ın “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı ortaya çıkarmasının ardından Türkiye’de gündem değişti. Ankara’daki takvimler, Taraf’ın haberinden sonra yeniden ayarlandı, zirve üstüne zirve gerçekleşti, olağan haftalık görüşmeler bile öne alındı. İşte son 18 günde yaşananların kısa bir öyküsü...

12 Haziran: Taraf, AKP ve Gülen cemaatini hedef alan “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı manşetten yayımlandı.
Aynı gün Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Askerî Savcılığın olayı her yönüyle araştırdığını söyledi.

14 Haziran: Başbakan Erdoğan belgeyle ilgili ilk açıklamasını burada yaptı: AK Parti üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz. Gerekirse biz de ilgililerle onlara yönelik olarak davalar açacağız.

15 Haziran: Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı, Taraf’ta yayımlanan belgeyle ilgili olarak yapılan soruşturmada, “Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlanmadığına ilişkin bir kanaate varıldığını” açıkladı.

16 Haziran: Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, haftalık olağan görüşmelerini iki gün öne alarak Başbakanlık’ta biraraya geldiler.

22 Haziran: Taraf, “İrticayla Mücadele Eylem Planı” altında imzası bulunan Albay Dursun Çiçek’in Askerî Savcılığa verdiği ifadede her zamankinden farklı bir imza kullandığını yazdı.

24 Haziran: Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı, ikinci açıklamasında, “Dursun Çiçek ile ilgili olarak itiraz yolu açık olmak üzere kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği” belirtildi.

25 Haziran: Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolunu açan yasa değişikliği gece yarısı Meclis’ten geçti.

26 Haziran: Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Askerî Savcılık araştırdı, bu bir kâğıt parçası, belge değil” dedi. Aynı gün Brüksel’de bulunan Başbakan Erdoğan, Başbuğ’a, “Askerî yargının görevi bitti, şimdi sivil yargı araştıracak” karşılığını verdi.

27 Haziran: Başbakan Erdoğan, ‘’Süreç işliyor. Askerî Savcılık bu noktada söyleyeceğini söylemiştir, konu sivil yargıya intikal etmiştir” dedi.

29 Haziran: Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, sürpriz bir şekilde Başbakanlık’ta buluştu. Henüz bu zirvenin yankıları sürüyorken, MİT Müsteşarı Emre Taner, Karargâh’a giderek Başbuğ’a belgeyle ilgili brifing verdi.
Aynı gün Ergenekon savcıları tarafından ifadeye çağrılan Dursun Çiçek ve dokuz albay adliyeye gelmedi.

30 Haziran: Bütün dikkatlerin çevrildiği tarihî Milli Güvenlik Kurulu toplandı. 7 saat 40 dakika süren toplantının ardından, Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan ve Başbuğ arasında bir zirve daha gerçekleşti.
Bir gün önce ifade vermeye gelmeyen Albay Çiçek ve sekiz kurmay albay Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Savcı Zekeriya Öz tarafından sorgulandıktan sonra mahkemeye sevkedilen Albay Dursun Çiçek, Ergenekon’a üye olmaktan tutuklandı. Sekiz kurmay albay ise serbest bırakıldı.

1 Temmuz: Bir gün tutuklu bulunan Albay Çiçek tahliye edildi.