Domuzbağlı vahset
-
reis
- Albay

- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Hıristiyanlık kitapları yayınlayan Zirve Yayınevi’nin Malatya bürosunu basan 5 saldırgan çalışanlardan 1’i Alman 3 kişiyi domuzbağı denilen yöntemle bağladı. Misyonerlikle suçladıkları kurbanlarını sorgulayan saldırganlar ardından boğazlarını kestiler. Polis ihbar üzerine olay yerine gidince 1’i 3’üncü kattan atlayan 5 zanlıyı yakaladı.
HIRİSTİYANLIK konusunda kitaplar yayınlayan Zirve Yayınevi’nin Malatya İrtibat Bürosu, dün Türkiye’yi sarsan bir vahşete sahne oldu. Yayınevi çalışanlarından 35 yaşındaki Necati Aydın, 32 yaşındaki Uğur Yüksel ile 46 yaşındaki Alman vatandaşı Tilmann Geske, domuzbağı ile bağlanıp boğazları bıçakla kesilerek katledildi. İhbar üzerine olay yerine giden polis, 1’i binadan atlayıp yaralanan 5 zanlıyı gözaltına aldı.
SORGULADILAR Olay, merkezi İstanbul’da bulunan yayınevinin, Malatya’nın en merkezi yeri Niyazi Mısr-i Mahallesi’ndeki Ağbaba İşhanı’nda bulunan irtibat bürosunda, saat 13.00 sıralarında meydana geldi. 3’üncü kattaki büroyu basan saldırganlar, içeride bulunan Alman Tilmann Geske ile Türk çalışanlar Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i, ağızlarını kapatıp ellerini arkadan iple bağlayarak etkisiz hale getirdi. Ardından katliam planını uygulamaya koyan saldırganlar, domuzbağı denen yöntemle kurbanlarının el ve ayaklarını bağlayıp sorguladı. Misyonerlikle suçladıkları yayınevi çalışanları için öldürme kararı alan saldırganlar, sonra bıçakla kurbanlarının boğazlarını kesti. İçeride katliam yapılırken, 4 katlı işhanında bulunanlar, yayınevinden gelen gürültüleri önce sıradan konuşmalar zannetti. Cemevi ve genellikle avukatlık bürosu bulunan binada günün en hareketli saatinde katliam yapan saldırganlar, olay yerinden ayrılmadan son anda polise ihbar geldi. Olay yerine varan bir ekip 3’üncü kattaki yayınevine yönelirken, bir ekip de bina dışında önlem aldı. Henüz yayınevinden ayrılmayan saldırganlardan Hamit Çeker (19), Salih Güler (20), Abuzer Yıldırım (19), ve Cuma Özdemir(20), içeride yakalanırken, 5. saldırgan Emre Günaydın(19), yayınevinin balkonundan aşağı atlayarak kaçmaya çalıştı. Yaralı olarak polisler tarafından hastaneye kaldırıldı.
YAYINEVİ KAN GÖLÜ İçeri giren polisler, kan gölüyle karşılaştı. Geske ve Aydın’ın olay yerinde öldüğü anlaşılırken, ağır yaralı Yüksel hemen hastaneye kaldırıldı. Ancak Yüksel de, kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesi’nde öldü. Uğur Yüksel’in kalça, testis, anüs, bel ve sırtından onlarca bıçak darbesi aldığı, 51 ünite kan verilmesine rağmen kurtarılamadığı belirtildi. Başhekim Murat Cem Miman, zanlı Günaydın’ın da ameliyata alındığını ve durumunun ciddi olduğunu söyledi.
Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, "Burası İncil dağıtan yer olarak biliniyor. Emniyet’ten veya başka bir güvenlik biriminden herhangi koruma talepleri olmadı" dedi. Ardından kentte misyonerlik faaliyetleri olduğuna dair söylentiler bulunduğunu ancak, Türkiye’nin başka bir ilinden farklı olarak çok özel bir tepki olmadığını söyledi.
ÖLÜME GİDİYORUZ Bu arada, zanlıların ailelerine hitaben mektup çıktığı, mektupta "Beşimiz kardeşiz, ölüme gidiyoruz, dönmeyebiliriz. Hakkınızı helal edin" ifadelerinin yer aldı. Polis, üniversite sınavlarına hazırlanan saldırganların kaldığı İhlas Öğrenci Yurdu’nda geniş kapsamlı soruşturma başlattı.
Ölen Geske Almanca çevirmendi
SALDIRIDA öldürülen Tilmann Geske adlı Alman, "Silk Road Consulting" (İpek Yolu Danışmanlık) adlı bir çeviri, dil eğitimi ve yurt dışı eğitim danışmanlığı yapan şirkette çalışıyordu. Silk Road’un internet sitesinde verilen bilgilere göre, Tilman, şirketin, İsmetiye Mahallesi, Aksoğanoğlu İş Merkezi’nde yer alan Malatya irtibat bürosunda çalışıyordu. Kendisiyle birlikte Oxford ve Cambridge üniversitelerinden mezun bir İngiliz, yine Cambridge mezunu bir Yeni Zelandalı’nın çalıştığı büroda, Geske’nin özgeçmişinde, "Almanca’dan Türkçe’ye resmi çevirmenlik unvanı sahibi" deniliyor.
HIRİSTİYANLIK konusunda kitaplar yayınlayan Zirve Yayınevi’nin Malatya İrtibat Bürosu, dün Türkiye’yi sarsan bir vahşete sahne oldu. Yayınevi çalışanlarından 35 yaşındaki Necati Aydın, 32 yaşındaki Uğur Yüksel ile 46 yaşındaki Alman vatandaşı Tilmann Geske, domuzbağı ile bağlanıp boğazları bıçakla kesilerek katledildi. İhbar üzerine olay yerine giden polis, 1’i binadan atlayıp yaralanan 5 zanlıyı gözaltına aldı.
SORGULADILAR Olay, merkezi İstanbul’da bulunan yayınevinin, Malatya’nın en merkezi yeri Niyazi Mısr-i Mahallesi’ndeki Ağbaba İşhanı’nda bulunan irtibat bürosunda, saat 13.00 sıralarında meydana geldi. 3’üncü kattaki büroyu basan saldırganlar, içeride bulunan Alman Tilmann Geske ile Türk çalışanlar Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i, ağızlarını kapatıp ellerini arkadan iple bağlayarak etkisiz hale getirdi. Ardından katliam planını uygulamaya koyan saldırganlar, domuzbağı denen yöntemle kurbanlarının el ve ayaklarını bağlayıp sorguladı. Misyonerlikle suçladıkları yayınevi çalışanları için öldürme kararı alan saldırganlar, sonra bıçakla kurbanlarının boğazlarını kesti. İçeride katliam yapılırken, 4 katlı işhanında bulunanlar, yayınevinden gelen gürültüleri önce sıradan konuşmalar zannetti. Cemevi ve genellikle avukatlık bürosu bulunan binada günün en hareketli saatinde katliam yapan saldırganlar, olay yerinden ayrılmadan son anda polise ihbar geldi. Olay yerine varan bir ekip 3’üncü kattaki yayınevine yönelirken, bir ekip de bina dışında önlem aldı. Henüz yayınevinden ayrılmayan saldırganlardan Hamit Çeker (19), Salih Güler (20), Abuzer Yıldırım (19), ve Cuma Özdemir(20), içeride yakalanırken, 5. saldırgan Emre Günaydın(19), yayınevinin balkonundan aşağı atlayarak kaçmaya çalıştı. Yaralı olarak polisler tarafından hastaneye kaldırıldı.
YAYINEVİ KAN GÖLÜ İçeri giren polisler, kan gölüyle karşılaştı. Geske ve Aydın’ın olay yerinde öldüğü anlaşılırken, ağır yaralı Yüksel hemen hastaneye kaldırıldı. Ancak Yüksel de, kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesi’nde öldü. Uğur Yüksel’in kalça, testis, anüs, bel ve sırtından onlarca bıçak darbesi aldığı, 51 ünite kan verilmesine rağmen kurtarılamadığı belirtildi. Başhekim Murat Cem Miman, zanlı Günaydın’ın da ameliyata alındığını ve durumunun ciddi olduğunu söyledi.
Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz, "Burası İncil dağıtan yer olarak biliniyor. Emniyet’ten veya başka bir güvenlik biriminden herhangi koruma talepleri olmadı" dedi. Ardından kentte misyonerlik faaliyetleri olduğuna dair söylentiler bulunduğunu ancak, Türkiye’nin başka bir ilinden farklı olarak çok özel bir tepki olmadığını söyledi.
ÖLÜME GİDİYORUZ Bu arada, zanlıların ailelerine hitaben mektup çıktığı, mektupta "Beşimiz kardeşiz, ölüme gidiyoruz, dönmeyebiliriz. Hakkınızı helal edin" ifadelerinin yer aldı. Polis, üniversite sınavlarına hazırlanan saldırganların kaldığı İhlas Öğrenci Yurdu’nda geniş kapsamlı soruşturma başlattı.
Ölen Geske Almanca çevirmendi
SALDIRIDA öldürülen Tilmann Geske adlı Alman, "Silk Road Consulting" (İpek Yolu Danışmanlık) adlı bir çeviri, dil eğitimi ve yurt dışı eğitim danışmanlığı yapan şirkette çalışıyordu. Silk Road’un internet sitesinde verilen bilgilere göre, Tilman, şirketin, İsmetiye Mahallesi, Aksoğanoğlu İş Merkezi’nde yer alan Malatya irtibat bürosunda çalışıyordu. Kendisiyle birlikte Oxford ve Cambridge üniversitelerinden mezun bir İngiliz, yine Cambridge mezunu bir Yeni Zelandalı’nın çalıştığı büroda, Geske’nin özgeçmişinde, "Almanca’dan Türkçe’ye resmi çevirmenlik unvanı sahibi" deniliyor.
- Siyabend
- Belawela Muhtarı

- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Sebebi ne olursa olsun böyle vahşetleri tasvip etmek mümkün değil.
Bir karıncayı bile yanlışlıkla öldürdüğümüz zaman vicdan azabı çekerken,
gidip insanların başlarını keserek öldürüyorlar.
Hiçbir inanç bu vahşeti kabul etmez.
Zaten bu işi yapanların inanç uğruna yaptıklarını sanmıyorum.
Bu olaydan en çok zarar görecek olan İslam dinidir malesef...
Bir karıncayı bile yanlışlıkla öldürdüğümüz zaman vicdan azabı çekerken,
gidip insanların başlarını keserek öldürüyorlar.
Hiçbir inanç bu vahşeti kabul etmez.
Zaten bu işi yapanların inanç uğruna yaptıklarını sanmıyorum.
Bu olaydan en çok zarar görecek olan İslam dinidir malesef...
-
Kawa
- Binbaşı

- Mesajlar:1325
- Kayıt:22 Eki 2006 17:16
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Fenerbahçe
insanların her ölüm şekline karşıyım kim olursa olusun istisnalar hariç tabi
bu olayı şöyler degerlendiriyorum hem ab gidişatını zora sokması hemde dini duyguları kabatmasıdır bu kesinlikle din ugrunda yapılmasına inanmıyorum çünkü
islamiyet yayılışında bile böylesi bir olay yaşanmamış hata ve hata peygamber sas hazreti muhamettin komşusu bile hiristiyan olmasına ragmen hoş göruylle davranır muamele ederdi çünkü islamiyet bunu ön görür yanı butür yapılandırmalarla
hiç bir yere varılmaz zaten zamanında hiristiyanlıga yönelik soykırım uygulanmış ve sonuda gelmemiş burada hiristiyanlga yönelik bildirimi dagıtılıyor olabilir fakat bilinçli olursan dinine baglılıgın varsa takvan var ise zaten yapılanlar boşa çıkar bunu böyledir dünya siyaset üzerinde yürütülüyor herkes kendi siyasetini sürdürür
kimnederse desin bu böyledir.
bu olayı şöyler degerlendiriyorum hem ab gidişatını zora sokması hemde dini duyguları kabatmasıdır bu kesinlikle din ugrunda yapılmasına inanmıyorum çünkü
islamiyet yayılışında bile böylesi bir olay yaşanmamış hata ve hata peygamber sas hazreti muhamettin komşusu bile hiristiyan olmasına ragmen hoş göruylle davranır muamele ederdi çünkü islamiyet bunu ön görür yanı butür yapılandırmalarla
hiç bir yere varılmaz zaten zamanında hiristiyanlıga yönelik soykırım uygulanmış ve sonuda gelmemiş burada hiristiyanlga yönelik bildirimi dagıtılıyor olabilir fakat bilinçli olursan dinine baglılıgın varsa takvan var ise zaten yapılanlar boşa çıkar bunu böyledir dünya siyaset üzerinde yürütülüyor herkes kendi siyasetini sürdürür
kimnederse desin bu böyledir.
-
reis
- Albay

- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
zagrosun dedıyıne katılıyorum
madem dınlerıne cok sadıklarsa
oncelikle kendı halkına duzen versınlerde
sonra yapancıları duzeltmeye calıssınlar
ama bu olayın dınle alakası yok sadece ıslamı kendıne kullanıyorki buda hıc bısey deyıştırmez
eyer edalet dedıyımız gercekse
ugur kaymazın olayı gıbi failler kolay kolay beraat edılmez
olursa şayet bunlarda erken deraat edılırse
demek oluyorki turkıyede adalet dıye bişey yoktur ozaman
adaletın olmadıgı yerdede
birlik tabiki olmaz
madem dınlerıne cok sadıklarsa
oncelikle kendı halkına duzen versınlerde
sonra yapancıları duzeltmeye calıssınlar
ama bu olayın dınle alakası yok sadece ıslamı kendıne kullanıyorki buda hıc bısey deyıştırmez
eyer edalet dedıyımız gercekse
ugur kaymazın olayı gıbi failler kolay kolay beraat edılmez
olursa şayet bunlarda erken deraat edılırse
demek oluyorki turkıyede adalet dıye bişey yoktur ozaman
adaletın olmadıgı yerdede
birlik tabiki olmaz


