ŞEYTANLA TANIŞMA....
Balıkesir'deki bi kız lisesinde yatakhanenin birinde, kızları gece uyku tutmayınca birbirlerine hikayeler anlatmaya başlamışlar. Bunların çoğu da okullarına ait korkunç olaylarmış. Güya şeytan çok eski zamanlarda burada yaşayan bi ailenin fertlerine dadanmış ve onların ruhlarına giriyomuş. İnanışa göre şeytanın ayakları terstir ya, o insana da şeytan girince doğal olarak ayakları ters dönüyomuş.
Aradan bi kaç saat geçmiş. Gruptakilerin uykusu gelince herkes yatağına gitmiş. Kızlardan biri accayip sıkışmış. Tuvalete gidecek ama anlatılanlardan epey bi korktuğu için gidemiyomuş. Alt ranzada yatan arkadaşını dürtüp uyandırmış. Diğer kız da bu hikayelerden en çok etkileneniymiş. Zaten zar zor uyuduğundan hiç kalkmak istememiş. Ancak arkadaşı ısrar edince onunla tuvalete gitmek zorunda kalmış. Arkadaşı tuvalete girince o da kapının önünde beklemeye başlamış.
Diğer kız tuvaletten çıktığında bi tuhaf bakıyomuş. Bizimki anlatılanların etkisiyle de olsa gerek direkt kızın ayaklarına bakmış. Bi de ne görsün! Arkadaşının ayakları ters dönmüş. Parmakları arka tarafa bakıyomuş. Kızcağız çığlık çığlık kaçmaya başlamış. Koşarken de ara sıra arkasına bakıyomuş. Tam bu sırada koridorda belletmen öğretmenle çarpışmış. Kız nefes nefese başına gelenleri anlatmış. Sonunda, "Hocam inanamıyorum, ayakları resmen ters dönmüştü" demiş. Öğretmen, "Benimkiler gibi mi yani?" diyerek ayaklarını göstermiş. Kız kafasını aşağı indirince belletmenin ayaklarının da 180 derece arkaya baktığını görmüş. Napsın kızcağız, bu manzarayla beraber oracıkta aklını yitirmiş.
_______________________________________
Umut Doğsu ise başka bi versiyonunu göndermiş. Onun efsanesi ise kız yurtlarında, bilhassa gece biri banyo yapmaya karar verdiğinde anlatılıyomuş. Yurdun birinde bi kızcağız, gece herkes yattıktan sonra banyo yapmaya karar vermiş. Eşyalarını hazırlayıp birbirinden perdelerle ayrılmış ortak yurt banyolarının yolunu tutmuş. Güzelce banyosunu yapmaya başlamış. Bi ara sabun elinden kayınca eğilmek zorunda kalmış. Tam o anda yan duş kabininin kısa kalan perdesinden bi çift ayak görmüş. Allahım, ayakların biri düzmüş, bu çok normal ama diğeri tamamen tersmiş. Kız çok korkmuş haliyle. Koşarak bekçiye gitmiş. Bekçiye derdini anlatmış. Adam, "Yok kızım, öyle şey olur mu, yanlış görmüşündür sen" filan diyerek kızı sakinleştirmiş. Kızın kendisi de buna inanmak istediğinden heyecanı yatışmış. O sırada gözleri bekçinin ayağına takılmış. Bekçinin de ayaklarının birinin ters olduğunu görünce o anda çıldırmış.
________________________________________
Sabah her zamanki saatte kalkan yurttaki öğrencilerden biri banyoya gidiyor. Dişlerini fırçalarken karşısındaki aynada bir şekil belirmeye başlıyor. Tamamen yeşil renge bürünen cisim (sonradan anlaşılıyor "cin" ) iki elini bu öğrenciye uzatıyor ve onu boğazından yakalamaya çalışıyor. Genç o anda şuurunu kaybederek müdür muavinliğine kadar kendini taşıyabiliyor ve hızlı bir şekilde olanları anlatıyor. Kafasını kaldırıp baktığında müdür muavinin de aynadaki cisme benzediğini ve iki kolunu kendisine doğru uzattığını farkediyor. Sonrası malum, genç oracığa yıkılıp kalıyor.
___________________________________________
Afganistan versiyonu
Benzer bir olayı, Afganistan'dan Pakistan'a göç eden bir arkadaşım anlatmıştı. Pakistan'da adamın biri sabah kalkar, banyo yapması gerektiğini anlar (!), ve sabah namazına yaklaşan bir zamanda hamamın yolunu tutar. Hamamda yıkanır paklanırken bir de bakar ki, etrafındaki şahsların ayakları yuvarlak. Adam soluk soluğa hemen hamamdan çıkar. Çıkarken hamamcıya "İçeride bir sürü yuvarlak ayaklı insan var" der. Hamamcı da, "Yani benim ayaklarım gibi mi?" deyip yuvarlak ayaklarını adama gösterir.
_____________________________________________
1983 yılında, İngiltere’de yaşanmış bu olay. Röntgen teknisyeni olan babasını sık sık ziyarete giden bi çocuk bu yoldan aldığı radyoaktif ışınlar sonucunda kanser olmuş. Talihsiz çocuğun annesi olaydan kocasını sorumlu tuttuğu için uyurken onun boğazını kesmiş sonra da kafasını havagazı fırınına sokarak kendi hayatına son vermiş.
Böylelikle hem öksüz hem de yetim kalmış talihsiz yavrucak. Bunca felaketi bi’arada yaşayan çocuk sonraki günlerde gazetelere ve haber ajanslarına birer mektup göndermiş. Anne babasıyla beraber mutlu bi aile fotoğrafını eklemeyi de unutmadığı mektuplarda, başına gelenleri anlattıktan sonra insanlardan tek bi isteği olduğunu söylüyomuş: “Bana mutlu aile fotoğraflarınızı gönderin. Sizin mutlu olduğunuzu bilirsem, görürsem, ben de son günlerimi mutluluk içinde geçiricem!” Gazetelerin ve haber ajanslarının hemen hepsi arkasını hiç araştırmadan kullanmış bu fotoğrafı ve mektubu.
Sonra doğal olarak mektuptaki adrese mutlu aile fotoğrafları gelmeye başlamış. Hem de çuvallarca... Ama gelen fotoğraflar sonucunda alıcı(lar) mutlu olamamış pek. Hatta üçü intihara teşebbüs etmiş, 12’si ağır depresyon geçirerek hastanede, büyük bi kısmı da oldukları yerde psikolojik tedaviye alınmış. Meğer gazetede çıkan mektuptaki adres bi yetimhaneye aitmiş. Aile hasretiyle yanıp tutuşan, büyük bi kısmı yetim ya da öksüz, ya da her ikisi de olan çocuklara bi anda dünyanın dört bi yanından “ana+babalı+çocuklu+çoook mutlu” aile fotoğrafları yağmaya başlayınca hepsi bi anda bunalıma girmiş.
Enterasan ve Ürkütücü Olaylar
Re: Enterasan ve Ürkütücü Olaylar
bu olayların hepsi gerçekmi yaaaa
Re: Enterasan ve Ürkütücü Olaylar
yok yarı gerçek yarı kurgu....
Re: Enterasan ve Ürkütücü Olaylar
hadi cnm sendeee
-
- Acemi Er
- Mesajlar:3
- Kayıt:04 Kas 2006 23:09
- Ruh Hali:Mutlu
- Takım:Galatasaray
Re: Enterasan ve Ürkütücü Olaylar
hiçte inandırıcı gelmedi bana..
Re: Enterasan ve Ürkütücü Olaylar
bende inanmadım..