Ayrı Evlerde Evlilik Olur! Olmalı!
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
İşte nihayet aklı başında insanlar birer birer fikrime gelmeye başladı. Şebnen Dönmez ve Ezel Akay evlilik ilişkileri devam etmesine rağmen evlerini ayırmışlar. Tabii ki! Soru “neden ayırdılar” değil “niye birleştirmişlerdi ki”dir!
Dilek Önder kardeşim bu evliliğin geleceğinden pek umutlu değil ama ben tam tersini düşünüyorum.
Evlilik güzel bir müessese ama BİR ARADA yaşanmadığı sürece.
Bu fikir neden bu kadar tuhaf karşılanır bilmiyorum.. Bugüne kadar bunu kime dediysem yüzünü buruşturup gözünü yamulttu.
Evlilikleri büyük ölçüde öldüren, bitiren bir arada yaşamak! Aynı evde olmak. Aynı yatakta uyumak. Aynı tuvaleti kullanmak. Her gün aynı sofraya oturmak..
Mesele birbirinin mahremini görmek görmemek meselesi değil. Öyle birbirlerinin yanında tırnak kesmezlermiş, yok tuvalet kapılarını iki defa kilitlenirmiş..
Bu değil sözünü ettiğim. Ben, sevdiği adamın her şeyini görmek isteyen, sevdiği sürece de tiksinmeyen kadınlardanım. Doğalımdan da utanmam..
Mesele hiç yalnız nefes alamıyor olmak.. Hiç yalnız evde kalamıyor olmak. Hiç kendi planını, onu düşünmeden, suçluluk duymadan yapamıyor olmak. Hesap vermesen de hep bir “bildirimde” bulunuyor olmak.
Nasıl halledilir?
Benim çözümüm basit: Aynı mahalle içinde, birbirine üç veya en fazla dört sokak ötede iki ayrı ev tutmak.
İki ayrı ev ekonomik değil, bizim o kadar paramız yok falan diyenler için değil önerilerim. Kiradan birikenle iki mobilya, bir çaput daha almak yerine sonuna kadar direneceklere önerim. Ve tabii evlenmediği taktirde ailesiyle yaşamak zorunda olanlar için de değil. Hali hazırda iki evi olup, evlendiler diye illa birleşmeleri gerekir diye saplantılı fikirleri olanlara..
Herkesin kendi düzeni olsun.. Adam IKEA mı seviyor, tamam o komple IKEA yapsın evini. Kadın eskici işi mi seviyor.. Ok. Kadın da berjerlerini dizsin yan yana. Kimse kimseyi zorlamasın modern veya klasik, toplu veya dağınık, pis veya temiz, kalabalık veya tenha, koyu veya açık, sigaralı veya sigarasız, TV’li veya TV’siz, müzikli veya müziksiz olacak diye..
Bu insanlar aile olmayacak diye bir şey yok. Birbirlerinde eşyaları olacak elbette ve birbirlerinde de kalacaklar.. Beraber yemek de yiyecekler, TV de seyredecekler ama her gün değil..
Çocuk? Çocuk ta başından bu düzene doğacak.. İki evde de odası olacak. Üç gün annede dört gün babada. Canı nasıl istiyorsa. Bazen hep beraber aynı evde, bazen anne baba bir evde çocuk öbür evde. Çocuk, neye doğarsa o doğrudur sanan bir mahluk. Ben 13 yaşıma kadar anne babalar birbirleriyle sürekli küserler sanıyordum.. Aile dediğin şeyin “küsme”, mutsuzluk, sinir bozma, itişme, kakışma üzerine kurulu bir düzen olduğunu sanıyordum. Benimkiler öyleydi çünkü. Garipsemiyordum.. Öyle olmadığını ortaokulda öğrendim.. Birbirini boğazlamak şart değilmiş aile olunca!
Bu düzen, çocukların komple anneci olmasını da engelleyen bir düzen. Çünkü küçük yaşından itibaren babasıyla yalnız kalmaya başlayacak ve bir ilişkileri olacak.. Mevcut düzende, sürekli ortamda bulunan “aşırı sorumlu” anne yüzünden babalar çocuklarıyla hakiki bir ilişki kuramıyor. Anne sürekli karışıyor, baba da anneye bırakarak kaytarıyor.
Bu durumda kaytaramaz. Bakın ben geçinemeyen bir aileden söz etmiyorum. Yani boşanmış ailelerde babalar bazen haftasonu bile almak istemiyor demeyin bana.. Klasik aileden tek farkı evi ayrı olan anne babadan söz ediyorum. Mutlu bir aileden. Yani kin, intikam falan yok..
“Tek evde, daima bir arada” sistemi kesinlikle bunaltıcı bir sistem. İnsanlar birbirlerini ne kadar severlerse sevsinler, iki üç günde bir ayrı kalmak ister.. Baba anneden, anne çocuktan, çocuk her ikisinden birden. İki çocuk varsa birbirlerinden! Bütün kavgalar bana sorarsanız bu yüzden çıkıyor. Temelinde aynı evde olup, daima beraber plan yapma mecburiyetinden, herkesin birbirinin kadrajında olmasından.. Laflar tabii ki batar, yapılanlara tabii ki gıcık olunur. Normal. Sevmemekle ilgisi yok. Ama sanılan bu.
Aynı evde yaşamak neden zorunlu bana bunu biri açıklayabilir mi? “Çocuklar melektir” gibi hiç düşünmeden kabul ettiğimiz bir şey mi yoksa birbirini denetlemek, kontrol altında tutmak dışında mantıklı bir nedeni var mı?
Öyleyse daha da kötü. Baştan güvensizlik üzerine kurulu bir evlilikten söz ediyoruz.. Bu iyi bir şey midir?
Düşünmek lazım..
03.11.2006 Tuğçe Baran
Dilek Önder kardeşim bu evliliğin geleceğinden pek umutlu değil ama ben tam tersini düşünüyorum.
Evlilik güzel bir müessese ama BİR ARADA yaşanmadığı sürece.
Bu fikir neden bu kadar tuhaf karşılanır bilmiyorum.. Bugüne kadar bunu kime dediysem yüzünü buruşturup gözünü yamulttu.
Evlilikleri büyük ölçüde öldüren, bitiren bir arada yaşamak! Aynı evde olmak. Aynı yatakta uyumak. Aynı tuvaleti kullanmak. Her gün aynı sofraya oturmak..
Mesele birbirinin mahremini görmek görmemek meselesi değil. Öyle birbirlerinin yanında tırnak kesmezlermiş, yok tuvalet kapılarını iki defa kilitlenirmiş..
Bu değil sözünü ettiğim. Ben, sevdiği adamın her şeyini görmek isteyen, sevdiği sürece de tiksinmeyen kadınlardanım. Doğalımdan da utanmam..
Mesele hiç yalnız nefes alamıyor olmak.. Hiç yalnız evde kalamıyor olmak. Hiç kendi planını, onu düşünmeden, suçluluk duymadan yapamıyor olmak. Hesap vermesen de hep bir “bildirimde” bulunuyor olmak.
Nasıl halledilir?
Benim çözümüm basit: Aynı mahalle içinde, birbirine üç veya en fazla dört sokak ötede iki ayrı ev tutmak.
İki ayrı ev ekonomik değil, bizim o kadar paramız yok falan diyenler için değil önerilerim. Kiradan birikenle iki mobilya, bir çaput daha almak yerine sonuna kadar direneceklere önerim. Ve tabii evlenmediği taktirde ailesiyle yaşamak zorunda olanlar için de değil. Hali hazırda iki evi olup, evlendiler diye illa birleşmeleri gerekir diye saplantılı fikirleri olanlara..
Herkesin kendi düzeni olsun.. Adam IKEA mı seviyor, tamam o komple IKEA yapsın evini. Kadın eskici işi mi seviyor.. Ok. Kadın da berjerlerini dizsin yan yana. Kimse kimseyi zorlamasın modern veya klasik, toplu veya dağınık, pis veya temiz, kalabalık veya tenha, koyu veya açık, sigaralı veya sigarasız, TV’li veya TV’siz, müzikli veya müziksiz olacak diye..
Bu insanlar aile olmayacak diye bir şey yok. Birbirlerinde eşyaları olacak elbette ve birbirlerinde de kalacaklar.. Beraber yemek de yiyecekler, TV de seyredecekler ama her gün değil..
Çocuk? Çocuk ta başından bu düzene doğacak.. İki evde de odası olacak. Üç gün annede dört gün babada. Canı nasıl istiyorsa. Bazen hep beraber aynı evde, bazen anne baba bir evde çocuk öbür evde. Çocuk, neye doğarsa o doğrudur sanan bir mahluk. Ben 13 yaşıma kadar anne babalar birbirleriyle sürekli küserler sanıyordum.. Aile dediğin şeyin “küsme”, mutsuzluk, sinir bozma, itişme, kakışma üzerine kurulu bir düzen olduğunu sanıyordum. Benimkiler öyleydi çünkü. Garipsemiyordum.. Öyle olmadığını ortaokulda öğrendim.. Birbirini boğazlamak şart değilmiş aile olunca!
Bu düzen, çocukların komple anneci olmasını da engelleyen bir düzen. Çünkü küçük yaşından itibaren babasıyla yalnız kalmaya başlayacak ve bir ilişkileri olacak.. Mevcut düzende, sürekli ortamda bulunan “aşırı sorumlu” anne yüzünden babalar çocuklarıyla hakiki bir ilişki kuramıyor. Anne sürekli karışıyor, baba da anneye bırakarak kaytarıyor.
Bu durumda kaytaramaz. Bakın ben geçinemeyen bir aileden söz etmiyorum. Yani boşanmış ailelerde babalar bazen haftasonu bile almak istemiyor demeyin bana.. Klasik aileden tek farkı evi ayrı olan anne babadan söz ediyorum. Mutlu bir aileden. Yani kin, intikam falan yok..
“Tek evde, daima bir arada” sistemi kesinlikle bunaltıcı bir sistem. İnsanlar birbirlerini ne kadar severlerse sevsinler, iki üç günde bir ayrı kalmak ister.. Baba anneden, anne çocuktan, çocuk her ikisinden birden. İki çocuk varsa birbirlerinden! Bütün kavgalar bana sorarsanız bu yüzden çıkıyor. Temelinde aynı evde olup, daima beraber plan yapma mecburiyetinden, herkesin birbirinin kadrajında olmasından.. Laflar tabii ki batar, yapılanlara tabii ki gıcık olunur. Normal. Sevmemekle ilgisi yok. Ama sanılan bu.
Aynı evde yaşamak neden zorunlu bana bunu biri açıklayabilir mi? “Çocuklar melektir” gibi hiç düşünmeden kabul ettiğimiz bir şey mi yoksa birbirini denetlemek, kontrol altında tutmak dışında mantıklı bir nedeni var mı?
Öyleyse daha da kötü. Baştan güvensizlik üzerine kurulu bir evlilikten söz ediyoruz.. Bu iyi bir şey midir?
Düşünmek lazım..
03.11.2006 Tuğçe Baran
- Siyabend
- Belawela Muhtarı
- Mesajlar:19658
- Kayıt:15 Eki 2006 12:05
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Kova
- Takım:Galatasaray
Son zamanlarda Tuğçe cadısına düşmanlık yapmak istemedik!
Çünkü son manitasından ayrılmış birine biz de bir darbe vurmak istemedik.Her ne kadar düşman olsak da insaflıyızdır!
Biz bu düşünceler içerisindeyken meğer Tuğçe Hanım manitasıyla
barışmış ve bu yetmezmiş gibi manitası onun için sıvacı da olmuş!
Mevzuyu çaktığımız an fırsat bu fırsat deyip
Tuğçe Hanımın yazılarına bir göz atalım dedik!
Ve ilk gözüme çarpan yukarıdaki yazısı oldu!
Öyle mübarek bir yazıkı her harfini eleştirmek caizdir!
Başlıyoruz!
Aklı başında dediği kişi Şebnem Dönmez ve aklı başında olmayanlar olarak klasik evlilik hayatını yaşayan herkes!(Yorumsuz)
Sevgili Düşman Tuğçe evlilik kurumun amacı zaten birlikte olmak değil midir? Birlikte olmayacaksan bu evlilik değil!
Buna isterseniz dost hayatı,isterseniz metres hayatı diyebilirsiniz!
Ama dediğiniz şey evlilik değil!
Feminizmin etkisiyle farklı düşünceler üreteceğiz diye bu kadar yüksek uçmayın deriz.
Ne günlere kaldık!
Diyelimki zamane gençleri böyle bir halt yedi!
Ayrı ayrı evlerde yaşanmaya başlanıldı!
Gecenin yarısı bir taraf diğerinin yanında olmak isterse ne olacak?
Saat gecenin ikisinde gidip karısının kapısını çalacaktır!
Tesadüf buya karısı da tam bir uyku düşmanı ve uyanmıyor!
Bütün mahalle uyanıyor ama hatun uyanmıyor!
Olmuyor Tuğçe Hanım olmuyor!
Evlilik farklı evlerde oturmakla yürümez!
ya çocuk ikisiyle hep olmak isterse ne olacak?
"Çoçuğum biz iki kaçık olarak evliliğe yeni bir boyut kazandırmak istedik ve ayrı evlerde yaşamaya karar verdik.
Ve sen de bazen babanın yanında bazen annenin yanında kacaksın diye planladık.
Şimdi oyun bozanlık yapmanın alemi yok evledim!"
Çünkü son manitasından ayrılmış birine biz de bir darbe vurmak istemedik.Her ne kadar düşman olsak da insaflıyızdır!
Biz bu düşünceler içerisindeyken meğer Tuğçe Hanım manitasıyla
barışmış ve bu yetmezmiş gibi manitası onun için sıvacı da olmuş!
Mevzuyu çaktığımız an fırsat bu fırsat deyip
Tuğçe Hanımın yazılarına bir göz atalım dedik!
Ve ilk gözüme çarpan yukarıdaki yazısı oldu!
Öyle mübarek bir yazıkı her harfini eleştirmek caizdir!
Başlıyoruz!
Buyrun burdan yakın!
İşte nihayet aklı başında insanlar birer birer fikrime gelmeye başladı. Şebnen Dönmez ve Ezel Akay evlilik ilişkileri devam etmesine rağmen evlerini ayırmışlar. Tabii ki! Soru “neden ayırdılar” değil “niye birleştirmişlerdi ki”dir!
Aklı başında dediği kişi Şebnem Dönmez ve aklı başında olmayanlar olarak klasik evlilik hayatını yaşayan herkes!(Yorumsuz)
Böyle felsefik bir lafa ne demeli peki?Evlilik güzel bir müessese ama BİR ARADA yaşanmadığı sürece.
Sevgili Düşman Tuğçe evlilik kurumun amacı zaten birlikte olmak değil midir? Birlikte olmayacaksan bu evlilik değil!
Buna isterseniz dost hayatı,isterseniz metres hayatı diyebilirsiniz!
Ama dediğiniz şey evlilik değil!
İnsanlığın başından beri ahlaklı yaşamın gereği olan evliliği kendi keyfinize göre değiştirmeye çalışın sonra da destek bekleyin!Bu fikir neden bu kadar tuhaf karşılanır bilmiyorum.. Bugüne kadar bunu kime dediysem yüzünü buruşturup gözünü yamulttu.
Feminizmin etkisiyle farklı düşünceler üreteceğiz diye bu kadar yüksek uçmayın deriz.
Tövbe tövbe!Benim çözümüm basit: Aynı mahalle içinde, birbirine üç veya en fazla dört sokak ötede iki ayrı ev tutmak.
İki ayrı ev ekonomik değil, bizim o kadar paramız yok falan diyenler için değil önerilerim. Kiradan birikenle iki mobilya, bir çaput daha almak yerine sonuna kadar direneceklere önerim. Ve tabii evlenmediği taktirde ailesiyle yaşamak zorunda olanlar için de değil. Hali hazırda iki evi olup, evlendiler diye illa birleşmeleri gerekir diye saplantılı fikirleri olanlara..
Herkesin kendi düzeni olsun.. Adam IKEA mı seviyor, tamam o komple IKEA yapsın evini. Kadın eskici işi mi seviyor.. Ok. Kadın da berjerlerini dizsin yan yana. Kimse kimseyi zorlamasın modern veya klasik, toplu veya dağınık, pis veya temiz, kalabalık veya tenha, koyu veya açık, sigaralı veya sigarasız, TV’li veya TV’siz, müzikli veya müziksiz olacak diye..
Ne günlere kaldık!
Diyelimki zamane gençleri böyle bir halt yedi!
Ayrı ayrı evlerde yaşanmaya başlanıldı!
Gecenin yarısı bir taraf diğerinin yanında olmak isterse ne olacak?
Saat gecenin ikisinde gidip karısının kapısını çalacaktır!
Tesadüf buya karısı da tam bir uyku düşmanı ve uyanmıyor!
Bütün mahalle uyanıyor ama hatun uyanmıyor!
Olmuyor Tuğçe Hanım olmuyor!
Evlilik farklı evlerde oturmakla yürümez!
Madem çocuğun isteğini düşündünüz,peki biz de soralımÇocuk? Çocuk ta başından bu düzene doğacak.. İki evde de odası olacak. Üç gün annede dört gün babada. Canı nasıl istiyorsa.
ya çocuk ikisiyle hep olmak isterse ne olacak?
"Çoçuğum biz iki kaçık olarak evliliğe yeni bir boyut kazandırmak istedik ve ayrı evlerde yaşamaya karar verdik.
Ve sen de bazen babanın yanında bazen annenin yanında kacaksın diye planladık.
Şimdi oyun bozanlık yapmanın alemi yok evledim!"
Tövbe tövbe!
:oo :oo :oo
BuTuğçe Baran sıradışı olduğu için böyle sıradışı örnekler veriyor..acaba kendisi uygulamaya kalkarmı ki
Ne günlere kaldık!
Diyelimki zamane gençleri böyle bir halt yedi!
Ayrı ayrı evlerde yaşanmaya başlanıldı!
Gecenin yarısı bir taraf diğerinin yanında olmak isterse ne olacak?
Saat gecenin ikisinde gidip karısının kapısını çalacaktır!
Tesadüf buya karısı da tam bir uyku düşmanı ve uyanmıyor!
Bütün mahalle uyanıyor ama hatun uyanmıyor!
Olmuyor Tuğçe Hanım olmuyor!
Evlilik farklı evlerde oturmakla yürümez!
:oo :oo :oo
BuTuğçe Baran sıradışı olduğu için böyle sıradışı örnekler veriyor..acaba kendisi uygulamaya kalkarmı ki
-
- Yarbay
- Mesajlar:2573
- Kayıt:16 Ara 2008 14:24
- Ruh Hali:Mutlu
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Akrep
- Takım:Galatasaray
Re: Ayrı evlerde evlilik OLUR! OLMALI!
o nası bı düşünceymiş öyle yaa saçmalık..insanın sevdiği her an yanında olsun ki evliliğin de bi anlamı olsun...
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: Ayrı evlerde evlilik OLUR! OLMALI!
Evlilik aşkı öldürür kelimesinide bu arada unutmamak gerekir
Bana birazzzz mantıklı gibi geldi
Bana birazzzz mantıklı gibi geldi
-
- Yarbay
- Mesajlar:4106
- Kayıt:04 May 2008 17:23
- Ruh Hali:Üzgün
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Koç
- Takım:Galatasaray
Re: Ayrı evlerde evlilik OLUR! OLMALI!
bence insan yapışık ikizler gibi yaşamamalı.
sıkılıyo iki tarafda kadın bunu görmüş anlamış
haklı...
sıkılıyo iki tarafda kadın bunu görmüş anlamış
haklı...
-
- Albay
- Mesajlar:7106
- Kayıt:16 Eki 2006 11:37
- Ruh Hali:Yorgun
- Cinsiyet:Erkek
- Burç:Balık
- Takım:Fenerbahçe
Re: Ayrı evlerde evlilik OLUR! OLMALI!
Yani bazen cok sevmek yada cok beraber olmakta insanı sıka biliyor..
-
- Yarbay
- Mesajlar:4106
- Kayıt:04 May 2008 17:23
- Ruh Hali:Üzgün
- Cinsiyet:Kadın
- Burç:Koç
- Takım:Galatasaray
Re: Ayrı evlerde evlilik OLUR! OLMALI!
valla ne kadar rahat olursa insan evlilik için o kadar iyi.
hesap sormalar baskılar arttıkça evlilik sarsılmaya başlar,tamamen ayrı yaşamak olmasa da kişilerin birbirlerine özgürlük tanımaları gerekir.
şahsi düşüncem se insan çocukları olsun istiyorsa evlenmeliyoksa evilik saçma valla
hesap sormalar baskılar arttıkça evlilik sarsılmaya başlar,tamamen ayrı yaşamak olmasa da kişilerin birbirlerine özgürlük tanımaları gerekir.
şahsi düşüncem se insan çocukları olsun istiyorsa evlenmeliyoksa evilik saçma valla